Ana içeriğe atla

LENFOMA ÜZERİNE

Lenfoma üzerine çalışmalarını sürdüren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalın Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işınsu Kuzu, yaptığı çalışmaları Sağlık Dergisine anlattı.

1987 yılında asistan olarak başladığı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Işınsu Kuzu 1991 yılında bir yıl Oxford Üniversitesinde Lenfomalar ve endotel hücreleri üzerine araştırmalar yaptı. İkinci yurt dışı deneyiminde 2001 yılında 4 ay süreyle Chicago Loyola üniversitesinde Moleküler patoloji teknikleri ile ilgili çalışmalar yapmak üzere bulundu. Prof. Dr. Kuzu 1997 yılından bu yana bölümünde hematopatoloji ile ilgili konsültan olarak çalışıyor. Bunun yanında Türkiye’deki hematopatologlarla birlikte oluşturdukları çalışma grubuyla lenfoma dağılımı ve tanı standardizasyonu amaçlı başlatılan çalışmaları bulunuyor. Bu kapsamda Türk Hematoloji Derneği destekli “Lenfoma konsültasyon zinciri” isimli projenin yöneticiliğini yapıyor. Bu projede ülkedeki tüm patologların kayıt olup tanı veya tiplendirme güçlüğü çektikleri lenfoma şüpheli olgularını konsülte edebildikleri ve sonuçlarını da web tabanlı bir sistem üzerinden ilettiklerini belirten Prof. Dr. Kuzu, bu sistemle aynı zamanda konsültasyon yanıtlarıyla da gönderen patologların eğitimine yardımcı olunduğunu belitti. Konsültasyon zinciri projesinde Ankara, İstanbul ve İzmir de oluşturulan deneyimli hematopatologlardan oluşan ekipler bir araya gelerek olguları değerlendirdiğini ifade eden Dr. Kuzu, Hematopatoloji çalışma grubu olarak belli aralıklarla çeşitli bölgelerde çalıştaylar düzenleyerek, gerek konsültasyon zincirine gönderilen olguları gerekse de lenfoma antitelerinin tanısal özelliklerini tartışarak eğitim yaptıklarını belirtti. Prof. Dr. Kuzu, Patolog eğitimi ile ilgili yaptıkları çalışmaların “Patoloji Dernekleri Federasyonu” ve “Türk Hematoloji Derneği” tarafından desteklendiğini belirterek, gelecek dönemlerde bu konuda rotasyonlar düzenlenmesi ve standizasyon için ülke çapına yayılabilecek uygulamaların düşünülmesinin mümkün olabileceğini kaydetti. Hematolojik hastalıkların tanısında kullanılan immunhistokimyasal ve moleküler testlerin pahalı yöntemler olduğunun altını çizen Kuzu, bunların her merkezde yapılamayabildiğini, eksiklikler ve bundan kaynaklanan test tekrarları ile tedavi değişikliklerinin hastaların sağ kalımını, tedaviye dayalı komplikasyonlardan dolayı sağlık harcamalarını arttırabildiğini dile getirdi. Ekipler halinde uluslararası kongrelere de katılarak burada edinilen gelişmeleri ülkemizdeki toplantılarda da patologlara iletmeye çalıştıklarını kaydeden Prof. Dr. Kuzu, Eylül ayının sonunda Avrupa Hematopatoloji kongresinde güncel lenfoma sınıflaması ile ilgili kongreye katılacağını belirtti.

Kuzu, tanısal patoloji dışında yaptığı araştırmaların kök hücreler ve hematolojik hastalıkların biyolojisi ile ilgili olduğunu belirtti. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işınsu Kuzu, 2000 yılında Türkiye Bilimler Akademisine (TUBA) Aday üye seçildi. 2001 yılından bu yana kök hücre ile ilgileniyor ve TUBA Kök hücre Komitesin de üyesi. Kuzu, erişkin hematopoetik ve mezankimal kök hücrelerin çeşitli doku hücrelerine farklılaştığının gösterilmesinde farklı yöntemleri kombine ederek doku kesitlerinde uyguladıklarını belirterek, bu şekilde transplant yapılan hastalarda karaciğer ve gastrointestinal kanal mukoza hücrelerinin verici kaynaklı hücrelere farklılaşmasını destekleyen erken dönemde deliller elde ettiklerini ancak bunun ilerleyen zaman içerisinde devam etmediğini gördüklerini söyledi. Kök hücre araştırmalarını sürdüren , Hematoloji , gastroenteroloji, beyin cerrahisi ekipleri ile birlikte deneysel çalışmaların devam ettiğini ifade eden Kuzu, bu çalışma sonuçları bilimsel dergilerde yayınlandıktan sonra klinik uygulama alanlarıyla ilgili olasılıkların tartışılmasının doğru olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Kuzu, kök hücre farklılaşmasıyla ilgili deneysel çalışmaların, tedavisi imkansız bazı hastalıklarda yitirilen doku ve hücrelerin kök hücrelerle yenilenebilmesi şeklinde tedavi yöntemlerinin geliştirilebileceğini gösterdiğini belirtti.
Lenfoma biyoloji ile ilgili çalışmaları içerinde Gluten alerjisi zemininde lenfoma gelişimi sürecinin takibi, Burrkitt lenfomaların ayırıcı tanısı, Folliküler lenfomalarda mikroçevreyi oluşturan hücrelerin özellikleri, deri lenfomalarında moleküler yöntemlerin tanısal değeri, ile ilgili araştırma projelerini tamamladıklarını belirten Prof. Dr. Kuzu, bu çalışmalarının TUBİTAK, Üniversite Araştırma Fonu ve Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji enstitüsü tarafından desteklendiğini belirtti. Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitünün araştırmalarda yüksek lisans öğrencilerinin yer almasıyla kalifiye teknik eleman yetiştirilmesini de sağladığına dikkat çeken Prof. Dr. Kuzu, “Bölümümüzde ki araştırma projelerinde 3 master öğrencisi ve 1 doktora öğrencisi biyolog çalışıyor” dedi.

Kuzu, Türkiye’de başlatılan “Gastrointestinal stromal tümörlerin mutasyon profilinin belirlenmesi ve tedavinin yönlendirilmesi”ni kapsayan projede de kendi bölümlerinin moleküler patoloji ayağını üstlendiğini ve bu çalışanın ülke çapında çok merkezli olarak devam ettiğini dile getirdi.

Yorumlar

Rukiye dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge