Ana içeriğe atla

ANKARA ONKOLOJİ GÜNLERİ

8-9 Mayıs tarihleri arasında Swiss Otel gerçekleştirilen ‘Ankara Onkoloji Günleri’ Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve hekimler tarafından yoğun ilgi ile takip edildi.

Bu yıl ilki gerçekleştirilen Ankara Onkoloji Günlerine, yaklaşık 300 kişi katıldı. Kanserde son gelişmelerin ele alındığı toplantıda, hekimlere kanser tedavisi konusunda yenilikler anlatıldı. Açılış konuşmasında onkoloji tedavisinin zor bir süreç olduğuna değinen Sempozyum Başkanı Doç. Dr. Nurullah Zengin, hemen her tıp branşının kanser ile ilgili kısımlarının olduğuna değindi. Ülkemizdeki ve dünyadaki kanser yükü hakkında konuşan Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer tedbir alınmazsa 2030 yılında toplam kanserli hasta sayısının 1.5 milyona çıkacağını ifade etti.

“2010 Yılından Sonra Birinci Sırada Ölüm Nedeni”
Prof. Dr. Tuncer, “Sigara kullanımı, yaşlılık ve obezite artıyor. Bulaşıcı olmayan hastalıkların artışı gözleniyor. Kanser kronik hastalıklar arasında çok ciddi artış gösteriyor ki 2010 yılından sonra birinci sırada ölüm nedeni olarak kanser yerini alacak. Avrupa kıtasında her 10 ölümün bir tanesi Türkiye’de oluyor.” dedi. Ulusal Kanser Kurumu kurulması çalışmalarının son aşamaya geldiğini, kurumun faaliyete geçmesiyle 1 milyondan fazla kişinin yaşamının kurtulacağını belirten Prof. Dr. Tuncer, kanserden korunmanın büyük önem taşıdığını vurguladı.

''Önemli Olan, Kişilerin Kansere Hiç Yakalanmaması”
Ankara Onkoloji Günleri’nde açılış konuşması yapan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun, halkın kanserle ilgili duyarlılığının artırılması ve tarama programlarına katılmasının sağlanması gerektiğini söyleyerek Türkiye'de sağlık bütçesinin önemli bir bölümünün kanser tedavisine harcandığını bildirdi. Hastaların, en az masrafla en üst düzeyde, konforlu bir tedavi almasının önemine değinen Prof. Dr Tosun, ''Önemli olan, kişilerin kansere hiç yakalanmaması. Halkın kanserle ilgili duyarlılığı artırılmalı, tarama programlarına katılmaları sağlanmalıdır'' şeklinde konuştu.

Kemik İliği Nakli Bekleme Listesi Oluşturulacak
Ankara Onkoloji Günleri’nde ülkemizde kök hücre nakillerinde yeni bir dönemi başlatacak olan TÜRKKÖK Projesi tüm yönleri ile ele alındı. TÜRKKÖK Projesi ile aynı zamanda ulusal böbrek nakli bekleme listesi gibi kemik iliği nakli bekleme listesi hazırlanacağını belirten Sağlık Bakanlığı Kemik İliği Nakli Bilimsel Kurul ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, bu liste sayesinde hastalara en kısa sürede nakil yapılabilmesi için merkezler arasında koordinasyon ve işbirliği sağlanacağını söyledi. Prof. Dr. İlhan konuşmasında şunlara değindi: ''Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kemik iliği nakillerini geri ödeme kapsamına almasıyla büyük bir açılım sağlanmıştı. Projenin hayata geçmesiyle de hastalarımız artık nakil için uzun süre beklemeyecek. Aile dışı doku bilgi bankasıyla da kardeşi ya da bir başka yakınından ilik bulunamayan hastalara uygun verici bulunabilecek.''

TÜRKKÖK Projesi
Sağlık Bakanlığı TÜRKKÖK Proje Başkanı Dr. Halil Yılmaz Sur, kemik iliği nakli bekleyen, ancak verici ve merkez yetersizliği gibi nedenlerle bu imkânı bulamayan hastaların sorununa çözüm bulmak için ''Türk Kök Projesi''ni hayata geçireceklerini belirtti.

Kanserde Son Gelişmeler Ele Alındı
Onkoloji Hastanesi Başhekimi ve Ulusal Kanser Danışma Kurulu Başkanı Doç. Dr. Nurullah Zengin Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Kanserle mücadelenin üç aşaması var birincisi tedbir, erken teşhis ve gelişmiş oluşumları tedavi etmek. Oluşmuş kanserleri tedavi etmeye yönelik düzenlenen bu seminerde uzmanlara yönelik eğitim amacıyla önceleyen bir program. Hemen her ilden katılımcının yer aldığı toplantıda, kanserle ilgili son gelişmeleri ve Türkiye açısından önemli olan konuları daha derinlemesine inceledik. 2003 yılından bu yana kemik iliği naklinde 3 katın üzerinde bir artış var. Kapasitemizi birkaç kat arttırmamız gerekiyor, uzman hekim, yetişmiş hemşire ve biyolog gibi personel sayısında da artış yapılarak bir dizi probleminde çözülmesi gerekiyor. Meme kanserini toplantıda ele aldık, kadınlarda en sık görülen kanser tipi olması dolayısıyla, erken teşhise çok önem veriliyor. Mide kanseri oturumumuzda önemli bir konu, batı toplumlarına göre ülkemizde daha sık rastlanıyor. Kalın bağırsak ve serviks kanserlerinin yanı sıra onkolojide görüntüleme konusu da ele alındı.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge