Ana içeriğe atla

BAŞMÜDÜRLER TOPLANDI

3. Ulusal Üniversite Hastaneleri Başmüdürleri İstişare Toplantısı Eskişehir’de gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında alınan kararlar rapor şeklinde yetkililere sunulmak üzere hazırlandı.

Daha önce Konya ve Kayseri’de gerçekleştirilen Ulusal Üniversite Hastaneleri Başmüdürleri İstişare Toplantısının üçüncüsü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde yapıldı. Toplantıda 18 Üniversite Hastanesinden, 38 katılımcı yer aldı. Açılış konuşmasını ESOGÜ Hastane Başmüdürü Dr. Yaşar Odacıoğlu ve Hastane Başhekimi Prof. Dr. Bülent Tünerir yaptı.
Toplantıda Döner Sermaye Katkı Payı Oranlarının İyileştirilmesi, BUT ve SUT hakkında çalışmalar, Hazine Payı Kesintileri için çalışmalar, Personel, Kadro Ve Özlük Hakları, Maliyet Muhasebesi Ve Proje Yönetimi Eğitimi, TÜBİTAK Ve Avrupa Birliği Fonlarından faydalanılması gibi konular ele alındı. Üniversite hastanelerinin artık icraya verilmeye başlandığını ve bu sorunların konuşularak üst mercilere iletilmesi gerektiğinin üzerinde duran ESOGÜ Hastane Başmüdürü Dr. Yaşar Odacıoğlu, üniversite hastanelerinin ne kadarında teknik eleman eksiği olduğunun belirlenmesinin çok elzem olduğunu kaydetti. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Bülent Tünerir toplantı hakkında değerlendirmesinde, üniversite hastanelerinde yaşanan sorunlar ortak ancak sağlık otoritelerine yeterince anlatılamadığından dolayı bir takım aksaklıklar oluyor. Çalışma gruplarının ortak çözümler üretmelerini çok faydalı buluyorum. Sorunlarımızı ortaya koyduk, ama hastanelerin sorunları farklı gibi bakıldı. Türkiye’nin sağlık sisteminde değişim yaşanmıştır. SGK ve Sağlık Bakanlığı, sistemin uygulanmasında Sağlık Bakanlığı odağında yapılandırılmakta olduğu anlaşılmaktadır. Oysa ülkemizde bütün modern toplumlarda olduğu gibi sağlık sistemimizin olmazsa olmazı olan tıp fakültelerimiz bulunmaktadır. Bilindiği gibi tıp fakültelerimiz sağlık sistemimize nitelikli hekim, nitelikli uzman ve bilimsel gelişmelerin her alanda takip ederek uygulayacak yeni bilgiler üretecek olan akademisyenleri yetiştirmektedir.” dedi.


İhale Kanununda Olması Gerekenler
Döner Sermaye Satın alma ve Döner Sermaye Giderleri konusunda çalışmalar başlığı altında konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Döner Sermaye İşletme Müdürü Uzm. Salih Erdem, “İhale kanunun bulunması gereken şeffaf herkese açık, itiraz edilebilir yapıda olması, denetlenebilir olması ve uygulanabilir olmasının sağlanması özelliklerini taşıması gerekir. Satınalma bir kurumun ihtiyaçlarını dışardan belli usuller içerisinde temin etmesidir. 3 aydan önce alınan malın ödemesini yapamıyoruz. Geç ödeme yapılacağını bilen firmada arada payı alacaktır yada ihaleye giren firma sayısı azalacaktır. Gelir ve gider birimleri koordineli olarak birbirine yardım etmesi gerekir.” şeklinde konuştu.


“2008 Yılında 186 Milyon Dolarlık İhracatımız Var”
TÜDER’in Türkiye’de tıbbi cihaz üreten fabrika sahiplerinin 2004 yılında kurduğu bir dernek olduğunu söyleyen Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TÜDER) Başkanı Mustafa Daşcı, “32 üye ile kurulan dernekte şu anda 84 üyemiz var. 2004 yılındaki ihracat rakamı 16 milyon dolar iken 2008 yılında 186 milyon dolarlık ihracatımız var. TÜDER olarak Alman Tıbbi cihaz sanayi kuruluşları derneğinin Avrupa direktifleri kınusundaki proje ortağı olarak kabul edildik. En çok ihracat yaptığımız ülkeler içerisinde de Avrupa ülkelerinde de Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler var. Şu an Amerika’ya dahi tıbbi cihaz ihracatımız var. Derneğimiz sadece kendi çıkarlarını korumanın dışında müşterisi konumundaki insanların daima ortak ticaretin sürdürülebilmesi ve ortak çıkarların korunması için karşılıklı menfaatleri koruyan bir yapıya sahiptir. Üretim kalitesinin korunması dışında tüketicisinin de menfaatlerini koruyan bir yapıya sahiptir. AB uyum yasaları gereği düzenlemeler yapılıyor ve bu yasa devreye girerse gecikmiş alacaklılara uygulanacak. İlgili yasal faizlerinde işletilebileceği ihalelere çıkarken mutlaka kesin tarihi koymakla ilgili zorunlu olunacaktır” şeklinde konuştu.


İki gün süren toplantı kapsamında şu kararlar alındı:

• Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastaneleri personellerine ödenen döner sermaye katkı payı oranları arasındaki dengesizlik giderilmeli
• 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 4-B maddesi kapsamında çalıştırılan personellerin ücretlerinin özel bütçeden karşılanmak için Maliye Bakanlığı’nca ödenek verilmeli. Mevcut durumda Döner Sermaye bu yükü kaldıramaz hale gelmiştir.
• Üniversite hastanelerinin borçları Maliye Bakanlığı tarafından yeniden yapılandırılmalı.
• Maliye Bakanlığı tarafından Üniversite hastanelerine gönderilen özel bütçe miktarı hastanelerin 3. basamak olması ve eğitim formasyonu dikkate alınarak artırılmalıdır.
• Üniversite hastanelerinin fiyat uygulamaları farklı olmalı (Eğitimden dolayı kaynaklanan fark yüzde 40’dan az olmamalıdır). Araştırma için ek katkı payı verilmeli. Hazine payı Sağlık Bakanlığında olduğu gibi % 1’e çekilmeli. Araştırma fonuna ayrılan yüzde 5 pay hazine tarafından ödenmeli veya hastanenin ödediği düşürülmelidir.
• BUT (Bütçe Uygulama Tebliği) ve SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) hazırlanırken üniversite hastanelerinin komisyonda yer alması sağlanmalıdır.
• TÜBİTAK ve Avrupa Birliği fonlarından üniversite hastaneleri faydalandırılmalı. Bunun için hastanelerdeki çalışmaların yılın ilk yarısından önce bitecek şekilde organize edilmelidir.
• Maliyet muhasebesi konusunda çalışma yapılması için üniversite hastaneleri yönetim kadrosundan bir kişinin oluşturulacak çalışma grubunda görevlendirilmesi sağlanmalıdır.
• Tüm Üniversite Hastaneleri için idari birimlerin hepsini kapsayacak üniform Üniversite Hastaneleri Yönetmeliği tanzim edilmeli.
• Tüm Üniversite hastaneleri için idari birimlerin yatak sayılarına göre standart personel kadroları belirlenmeli ve Maliye Bakanlığı’nca bu kadroların verilmesi sağlanmalı.
• TOBB Tıbbi Cihaz Komisyonuna üniversitelerden üye yer almalıdır.
• Personelin özlük haklarının iyileştirilmesi için çalışanların ek göstergelerinin katkı payı oranları vb. en az SB. İle eşit hale gelmesi için çalışma yapılmalıdır.
• 5018 sayılı yasanın uygulanması için döner sermaye açısından tam olarak uyumlaştırılamamıştır. Uygulamada birlik sağlanması için Üniversite Hastanelerini kapsayacak şekilde bir düzenleme yapılmalıdır.
• SGK’nın Medula 3 vb. kısıtlarının önceden hastanelerin bilgilendirilmesinin (Duyuruların internet ortamında ve tebliğ olarak yayınlanması) sağlanmalıdır.
• Sağlık Bakanlığı ile ilaç üreticilerinin karekot uygulaması çalışmalarına üniversite hastanelerinde yazılımı bulunan firmalar ile Sağlık Bakanlığının bir toplantı yapılmasının düzenlenmelidir.
• Üniversite hastanelerinde birlik oluşturma çalışmasının başmüdürler toplantısı ile ilişkilendirilmesi veya YÖK bünyesinde yapılan Tıp ve Sağlık Bilimleri Eğitim Konseyinde alt çalışma grubunun hastanenin; Personel, Kadro, Döner Sermaye gelir ve giderlerinin, çalışma grubu olarak hazırlanıp, sonucun YÖK ve ülke kamuoyunda düzenli duyurulmasının sağlanmalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge