Ana içeriğe atla

ANTİOKSİDAN ÇEŞNİ BAHAR

Halk Çeşni Bahar Ekmeğini formüle eden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Durak, antioksidan doğal gıdaların sağlığımız üzerine olan etkileri konusunda yaptıkları araştırmaları Sağlık Dergisine anlattı.

20 yıldır hastalıkların oluşmasında vücudun oksidan/antioksidan dengesini aydınlatmak amacı ile çalışmalar yapan Prof. Dr. İlker Durak, bazı hastalıkların oluşmasında oksidan stresin ve kontrolsüz oksidasyon reaksiyonlarının önemli rolü olduğunu söyledi. Antioksidanlar ile bazı hastalıkların engellenebileceği veya hastalık ortaya çıkmış ise hastaların tıbbi tedavilerine destek olunabileceğini ifade eden Prof. Dr. Durak, bu amaçla antioksidan karakterli E ve C vitaminlerinin etkilerini uzun bir süredir deneysel olarak çalıştıklarını kaydetti. Prof. Dr. Durak, antioksidan içeriği zengin bazı gıdaların benzer etkilerinin olduğunu, deneysel çalışmalar ile ortaya çıkardıklarını ve bu karakterdeki gıdaların bazı hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde ciddi katkılarının olabileceğini gördüklerini söyledi. Ankara Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalında beslenme, hastalık oluşumu ve tedavisi üzerine yapılan çalışmaların halen devam ettiğini belirten Prof. Dr. Durak, bu konular üzerine uluslararası tıp dergilerinde 200’e yakın bilimsel çalışmalarının yayınlandığını ve bu çalışmalara 1500 civarında atıf yapıldığını ifade etti.


Sarımsağın Ateroskleroza Etkisi
Kalp damar hastalıklarının başta gelen nedenlerinden olan aterosklerozun oluşmasında oksidan stresin önemli payı olduğunu belirten Prof. Dr. Durak, yüksek kolesterole ek olarak, LDL’nin oksitlenmesiyle modifiye kolesterolün oluştuğunu ve bunun da ateroskleroz oluşumunda anahtar rol oynadığını ifade etti. “Oksitlenmiş LDL damar çeperine (endotel arasına) nüfuz ederek burada birikiyor ve damar yapısını bozuyor. Buna bağlı olarak damar içerisinde daralma ve plak oluşmasıyla tıkanma oluşuyor. Ateroskleroz denilen hastalığın temel oluşum mekanizması böyle oluşuyor, bu durum daha da ilerlerse kalp damarlarının tıkanmasıyla sonuçlanabiliyor ve kalp krizi oluşabiliyor” diyen Prof. Dr. Durak, yaptıkları bazı çalışmalarda antioksidan özelliği yüksek olan sarımsağın aterosklerozlu ve yüksek tansiyonlu hastalar üzerindeki etkilerini araştırdıklarını söyledi. Daha önce yaptıkları bir çalışmada bir grup tavşana 4 ay süre ile yüksek kolesterol yedirilirken bir diğer gruba da yüksek kolesterol ile birlikte sarımsak ekstresi verdiklerini bildiren Prof. Dr. Durak, 4 ay sonunda sarımsak ekstresi verilen grupta ciddi bir plak yapısı oluşmazken, diğer grupta damarların büyük oranda tıkandığını ifade etti. Elde edilen deney sonucunda başka bir çalışma daha yaptıklarını ve bu defa tavşanların tıkanan damarlarının sarımsak ekstresi verilerek izlendiğini kaydeden Prof. Dr. Durak, tıkanıklıkta önemli ölçüde gerileme görüldüğünü ve bu plakların geri dönüşümlü olabildiğini belirtti. Aterosklerozun oluşmasında oksidan stresin önemli rol oynadığını dile getiren Prof. Dr. Durak, “Sarımsak ekstresi oksidan stresi azaltarak ateroskleroz oluşumunu engelleyebilmektedir. Ayrıca, sarımsak ekstresi tüketimi kan lipit düzeylerini düzenlemekte, kan basıncını düşürmekte ve vücudun antioksidan gücünü arttırmaktadır. Düzenli kullanıldığında iyi huylu prostat büyümesinde ve prostat kanserinde de faydalı sonuçlar vermektedir” şeklinde konuştu.

Bazı İlaçlar Böbrekte Oksidasyona Yol Açıyor
Tedavide kullanılan siklosporin, sisplatin, metotreksat gibi ilaçların böbrek dokusunda oksidan reaksiyonları hızlandırarak böbrekler için zararlı olabildiğini belirten Prof. Dr. Durak, bu ilaçlarla birlikte antioksidan özelliklere sahip oldukları bilinen domates ve siyah üzüm tüketilmesinin, ilacın bu zararlı etkilerini kısmen engellediğini tespit ettiklerini kaydetti. Prof. Dr. Durak, “Siklosporin, Adriamisin gibi ilaçların yan etki olarak böbrek, karaciğer ve kalp toksisitesi yaptığını gördük. Oluşum mekanizmasında ise bunun oksidasyonla oluştuğunu ve buna karşılık yağda çözünen bir vitamin olan E vitaminin ve suda çözünen vitamin olan, C vitaminin kısmen koruyucu özellik gösterdiğini tespit ettik” dedi.

Çeşni Bahar İle Kalp Hastalarına Takviye
Çeşni bahar, tam buğday ununun kullanılması ile yapılan doğal bir ekmek. Yapısında tam buğday ununa ilaveten soya proteini, çavdar, arpa, yulaf ve antioksidan muhtevası yüksek baharat ve bitki türleri var. Temel amacın kan kolesterolünü düşürmek, antioksidan güç sayesinde damar yapılarını oksidasyona karşı korumak ve damar cidarında oksitlenmiş birikintiler ve plaklar oluşmuşsa bu durumu durdurmak veya geriletmek olduğunu belirten Prof. Dr. Durak, “Bu ekmek, lifli yapısından dolayı bağırsakları hareketlendiriyor, kolesterol emilimini engelleyebiliyor” dedi. Yapısında bulunan soya unu (proteini) zengin bir amino asit, mineral ve B kompleksi vitaminleri kaynağı. Arpa, çavdar, yulaf unlarının özellikle kepek kısımlarında bulunan bir takım bileşenler hem bağırsaktan kolesterol emilimini engelliyor hem de kolesterol metabolizmasını hızlandırabiliyor. Prof. Dr. Durak, “Hem kan kolesterol düzeyinin düşmesi hem de antioksidan katkısından dolayı bu ekmeğin tüketilmesinin damar yapılarında düzelme meydana getirebileceğini ve bu sebeple hastaların tıbbi tedavilerine destek olabileceğini ” söyledi. Bazı baharatların sahip oldukları yüksek antioksidan güç ile oksitlenmiş lipid yapılarını indirgeyebileceğini kaydeden Prof. Dr. Durak, oksidan stres sebebiyle meydana gelen modifiye LDL oluşumunun çeşni bahar ekmeğindeki bazı bileşenlerde olduğu gibi antioksidan muhtevası yüksek gıdaların tüketimi ile kısmen engellenebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Durak, “Oksitlenmiş LDL damarlarda plak oluşumundan sorumlu tutulan temel faktörlerden birisidir. Çeşni Bahar Ekmeği posalı yapısından dolayı bağırsak hareketlerini hızlandırdığı için kabızlığı da iyi geliyor. Toplumun neredeyse yarısı kalp ve damar hastası olmaya meyilli. Genetik yapımıza ilave olarak beslenme alışkanlığımızın düzgün olmaması, günlük tüketilen gıdaların hormonlu, ilaçlı, aşırı derecede gübrelenmiş ve bazılarının genetiğiyle oynanmış olması ciddi problemlere sebep olmaktadır. Bunlara bir de hareketsiz hayat tarzımız eklenince metabolizmamız iyice hantallaşıyor” dedi. Kalp ve damar hastaları başta olmak üzere bütün hastaların hekimlerin tavsiyelerine uymaları gerektiğini ve hiçbir şekilde tıbbi tedavilerini aksatmamaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Durak, gıdaların sadece tıbbi tedaviye destek olabileceğini, tıbbı tedavi olmadan gıdaların veya bu kategoride yer alan doğal ürünlerin tek başına tedavi edici güçlerinin fazla anlamlı olamayacağını vurguladı.

Uluslararası Kitap
Doç. Dr. Erdinç Devrim, Doç Dr. İmge Ergüder, Doç. Dr. Aslıhan Avcı ve Dr. Mehmet Altuğ’un katkılarıyla hazırlanan kitabın editörlüğünü Prof. Dr. İlker Durak yaptı. Uluslararası alanda, İngilizce yayınlanan kitap, çeşitli başlıklardan oluşuyor. Kardiyovasküler Hastalıklar, Kanser ve Hemoroid’in ana konuları ve bu hastalıklarda doğal ürünlerin ve besinsel moleküllerin etkilerine yönelik araştırma sonuçları yer alıyor. Ayrıca elma, sarımsak, üzüm ve domatesin kardiyovasküler hastalıklarda koruyucu özelliği anlatılıyor. Kanserde nutrasötiklerin etkisi, üriner sistem rahatsızlıklarında sarımsağın koruyucu rolü, domates ve kanser, ısırgan otu ile prostat hastalıkları, son olarakta hemoroidde flavonoid kullanımının etkilerini içeren kitap güncel literatürle desteklenmiş bulunuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge