Ana içeriğe atla

PROF. DR. OKTAY'DAN DÜNYADA BİR İLK

Dünyada ilk kez kemoterapi tedavisi alacak olan 2 yaşındaki kız çocuğuna, ileride anne olmasını sağlayacak yumurta dondurma işlemini gerçekleştiren Amerikan New York Tıp Fakültesi (New York Medical College) Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, over nakli ve diğer infertilite ile ilgili ameliyatları Da Vinci robotu ile yaparak bir ilke daha imza attı.

Severe Combined Immunodeficiency (SCID) diye adlandırılan bağışıklık yetmezliği sendromu olan ve daima cam küvezde yaşaması gereken, bu koşullar sağlanmadığında ve kemik iliği nakli yapılamadığında enfeksiyon hastalığına bağlı yaşamını yitirecek olan Violet Lee isimli küçük kızın, yumurtalığı alınarak, yumurtaları donduruldu. Amerikan New York Tıp Fakültesi (New York Medical College) Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, dünyada ilk kez bu kadar küçük yaştaki çocuğa uyguladığı yöntemle, dünyada bir ilke imza attı. Prof. Dr. Oktay, over nakli ve diğer infertilite ile ilgili ameliyatları Da Vinci robotu ile yaparak bir ilke daha imza attı.

Prof. Dr. Oktay'ın Başarısı, Tıp Camiasında ve Dünya Basınında Geniş Yankı Buldu
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Post başta olmak üzere birçok basın yayın kuruluşunda yer alan Prof. Dr. Oktay'ın başarısı, tıp camiasında yankı buldu ve birçok kemoterapi alacak olan küçük yaştaki çocuklar için ileride anne olabilecekleri umudunu yarattı. Prof Oktay’ın başarısı başta Fox News network olmak üzere Amerika’nın birçok televizyon kanallarından duyuruldu. Prof. Dr. Oktay, Lee'ye kemik iliği nakli öncesinde çok ağır kemoterapi verileceği için yumurtalıklarının hasar göreceğini ve ergenliğe girmeden menopoza girmiş bir yapıya sahip olacağı için anne olma şansının bulunmayacağını anlattı.
Kemoterapi ve radyoterapi öncesinde Brooklyn'li 2 yaşındaki küçük Lee'nin cerrahi operasyon ile yumurtalıklarından birinin alındığının bilgisini veren Prof. Dr. Oktay, çocuğun yumurtalarının ilerleyen yaşlarında anne olmak isteğinde çözdürülerek, tüp bebek tedavisi uygulanacağını ve gebe kalmasının sağlanabileceğini belirtti.

“Lee, Yardımcı Üreme Tekniği Olan Yumurta Dondurma İşlemi Uygulanan En Küçük Hasta”
Yumurtalığın dondurulmasıyla yumurtaların korunabileceğini söyleyen Prof. Dr. Oktay, bunun olmaması halinde küçük kızın hiçbir zaman kendi çocuğunu dünyaya getiremeyeceğine dikkati çekti. Prof. Dr. Oktay, “Lee, büyüyüp çocuk sahibi olmak istediğinde, yeniden kendisine nakledilmek üzere alınan yumurtalık, şu an için 20 yıl ya da daha fazla bir süre için donduruldu. Lee, dünyada doğurganlığın sağlanabilmesi için yardımcı üreme tekniği olan yumurta dondurma işlemi uygulanan en küçük hasta” dedi.


“Bu Yöntem Beyin Tümörü, Lösemi, Lenfoma Gibi Hastalıkları Olan Çocuklar İçin De Kullanılabilir”
Daha önce de deneysel olan doğurganlığın korunması (fertilitenin korunması) yöntemini uyguladığını kaydeden Prof. Dr. Oktay, şunları söyledi: “Aynı uygulamayı 18 yaşın altındaki 40 kız üzerinde gerçekleştirdim. Bunlardan en küçüğü 3 yaşındaydı. Yumurtalık nakli daha önce yetişkinlerde başarıyla uygulanmıştı. 1999 yılında öncülük ettiğim bu işlemin gerçekleştirildiği bir kaç düzine kadının yaklaşık üçte biri bugün çocuk sahibi. Yetişkin hastaların yumurtalıkları sadece bir kaç sene için donduruluyor, bu süre küçük hastalar için en az yirmi yıl olacak. Bu deneysel bir tedavi, ileride hastaların bunun yararını görüp göremeyeceklerini söylemek imkansız. Bu yöntem, beyin tümörü, lösemi, lenfoma gibi hastalıkları olan çocuklar için de kullanılabilir. Talasemi ve orak hücreli anemisi olan çocuklarda da yine kemik iliği nakli öncesinde bunu yapıyoruz. Bu arada, 7 aylık talasemili bir kız çocuğunda da aynı yöntemi uygulamaya hazırlanıyoruz. Bu da dünyadaki en genç vaka olacak.”
Prof. Dr. Oktay, bunların dışında geçtiğimiz yıl içinde de kemoterapi ya da radyoterapi alacak olan 6 erkek çocuğunun testislerinin küçük bir parçasını korumak üzere operasyon yaptığını hatırlatarak, “Alınan dokunun gelecekte sperm üretmek amacıyla kullanılabileceğini ümit ediyorum. Çalışmalar devam ediyor” diye konuştu.


Uygulama Nasıl Yapıldı?
Prof. Dr. Oktay uygulanan yöntem hakkında şu bilgileri verdi: “Laparoskopi ile 3-mm'lik 3 delikten karın açılmadan bir yumurtalık alınıyor. Daha sonra yumurtaların bulunduğu kesim küçük (3-5 mm parçalar halinde computerize edilmiş bir program ile krioprotektan denilen soğuğa dayanıklılığı artıran maddelerle karıştırılarak donduruluyor. Dondurma işlemi tamamlandıktan sonra sıvı nitrogen tankları içinde bir doku bankasında onlarca yıl saklanabiliyor. Hasta gebe kalmak istediğinde, ilk olarak dokunun karın içine ya da deri altına nakledilerek, hastanın menopozdan çıkması ve yeniden yumurta üretimine geçmesi tercih ediliyor. Karın için de olduğu takdirde doğal hamilelik süreci mümkün olabiliyor.
Deri altında her zaman yumurta özel bir iğneyle toplanıp tüp bebek aşamasından geçirilip, oluşan embriyolar rahime naklediliyor. Dokunun naklinin emniyetli olmaması halinde ise (örneğin, yumurtalık dokusuna kanser sıçraması gibi) yumurtalar dokudan ayıklanıyor. Ancak bu durumda da olgunlaşma çok sağlanabiliyor. Bunun için şu an transplant yapılması uygun görülüyor.”

Dayanması Çok Güç Bir Durum
Küçük kızın annesi Tikesha Lee (32) de ileride küçük kızın anne olabilmesi için bunun yapılması gerektiğini belirterek, Violet'ın bağışıklık sistemindeki problemler nedeniyle kemik iliği nakli yapılması gerektiğini, bunun için de kemoterapiye başlanacağını söyledi.
Kemoterapi ve radyasyon tedavisi sonucu hastaların çocuk sahibi olma şansı bulunmadığını dile getiren anne Lee, “Bebeğimin kemoterapi görecek olması yeterince zor, ama tedavi sonunda çocuk sahibi olamayacak olması dayanması çok güç bir durumdu” dedi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge