Ana içeriğe atla

KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİNE “YENİ İLAÇ”

Dünya genelinde yılda 40 binden fazla yeni tanı konmuş Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastasının ALK-pozitif olduğu tahmin ediliyor. Faz 3 çalışmaları devam eden, KHDAK hastalarında “ALK” mutasyonu bulunanlarda tedavi şansı sağlayan ileri evre hastaların kullanabileceği yeni bir ilaç geliştirildi.

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında “ALK” mutasyonu bulunanlarda tedavi şansı sağlayan ileri evre hastaların kullanabileceği yeni bir ilaç geliştirildi. Henüz tüm faz çalışmaları tamamlanmamasına karşın, FDA tarafından başvuru için kabul edilen “Crizotinib” isimli ilacın daha önce 2-3 basamak tedavi almış ileri evre hastalarında kullanılmasıyla, yüzde 50'nin üstünde kısmi ya da tam yanıt elde edildi.

KHDAK, Akciğer Kanserli Hastaların Yaklaşık Yüzde 85'ini Oluşturuyor
Akciğer kanseri, dünya genelinde erkeklerde önde gelen, kadınlarda ise ikinci sırada kanserden ölüm nedeni olarak gösteriliyor. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK), akciğer kanserli hastaların yaklaşık yüzde 85'ini oluşturuyor. KHDAK hastalarının yaklaşık yüzde 75'i metastatik ya da ileri düzeyde bulunuyor.

Altı Aylık Kanserin İlerleme Ve Yayılım Göstermeden Sağ Kalım Olasılığı Yüzde 72
Pfizer Onkoloji İş Birimi Başkanı ve Genel Müdürü Garry Nicholson, “Faz-1 çalışmasına katılan ileri evre KHDAK'li ve ALK geninde mutasyon bulunan ve tedavi almış 82 hastanın yüzde 57'sinde kısmi veya tam yanıt sağlanırken, katılımcı hastaların yüzde 33'ünde hastalık stabil kaldı ve genel hastalık kontrol oranı 8. haftada yüzde 87 bulundu. Altı aylık kanserin ilerleme ve yayılım göstermeden (progresyonsuz) sağ kalım olasılığı yüzde 72 olarak hesaplandı” dedi.

“Standart Tedavi Seçeneklerinin Yüzde 15'nde Yanıt Alınıyor”
İlerlemiş küçük hücreli dışı akciğer kanseri için mevcut standart tedavi seçeneklerinin, sadece yüzde 15 dolaylarında yanıt sağladığını söyleyen Nicholson, mevcut standart tedavi olan platin bazlı kemoterapinin radyoterapi kombinasyonu ile hastaların yüzde 15'inde 5 yıl sağ kalım elde edilebildiğini kaydetti. Nicholson şunları kaydetti: “Ne yazık ki KHDAK, kemoterapiye orta derecede duyarlıdır. Yeni ve eski kemoterapi ajanlarının kombinasyonları ile bile hastaların yalnızca yüzde 20-25'inde tedavi yanıtı ve yüzde 30-35'lik bir yıllık sağ kalım oranı sağlanmaktadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinde saptanan çok sayıda gen mutasyonu bulunuyor. KRAS, EGFR, BRAF, HER2, ALK, MET bunlardan bazılarıdır. Bu hastaların yüzde 3-5'inde 'ALK' geninde mutasyon görülür. Bunlar genellikle nispeten genç yaşta, sigara içicisi olmayan ve kanser hastalardır. ALK, tümör büyümesinin durması veya tümör gerilemesi ile ilişkilidir.


“Bilimsel Gelişmeler, ALK'nin Kanserde Yeni Tedavi Hedefi Olarak Tanımlandı”
Bilimsel gelişmeler, ALK'nin kanserde yeni tedavi hedefi olarak tanımlanmasına yol açmıştır. ALK baskılandığında, tümör hücrelerindeki önemli büyüme ve sağ kalım yolakları engellenmekte, bu da tümörlerin stabilizasyonuna veya tümörün gerilemesi-küçülmesine (regresyon) yol açabilmektedir. Dünya genelinde yılda 40 binden fazla yeni tanı konmuş KHDAK hastasının ALK-pozitif olduğu tahmin edilmektedir. KHDAK tümörlerinin yaklaşık yüzde 3-5'i ALK-pozitiftir. İleri evre KHDAK hastaları ya önceden cerrahi yolla alınmış bir patoloji numunesi, ya da bir core biyopsisinden tümörün moleküler karakterizasyonu yoluyla ALK durumu açısından değerlendirilebilir.”

FDA, Başvuru Yapılmasını Kabul Etti
Faz aşamaları devam eden ve küçük hücreli dışı metastatik ileri evre ve ALK tipi tümör yapısına sahip hastalarda ciddi iyileşme şansı sağlayan yeni keşfin “Critozinib (PF-02341066)” olduğunu belirten Nicholson, “Critozinib, araştırma aşamasındaki bir ilaçtır ve ruhsat otoriteleri tarafından henüz onaylanmamıştır” uyarısında bulundu. Pfizer Crizotinib için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ile Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı'na eş zamanlı ilaç başvurusunda bulunduğunu kaydeden Nicholson, “Yeni İlaç Başvurusu, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından dosyalanması kabul edilerek öncelikli değerlendirme statüsü tanındı. Japonya Sağlık, çalışma ve Refah Bakanlığı (MHLW) tarafından da kabul edildi” dedi.

“Onaylandığı Takdirde ALK-Pozitif İleri KHDAK'li Hastaların Tedavisini Değiştirebilir”
FDA'nin öncelikli değerlendirme statüsünü, tedavide önemli avantajlar sunabilecek ya da hiçbir yeterli tedavinin olmadığı durumda tedavi sunabilecek ilaçlara tanıdığını dile getiren Nicholson, FDA'nın kararının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Şu ana kadar elde edilen klinik çalışma sonuçlarının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Nicholson, “Onaylandığı takdirde ALK-pozitif ileri KHDAK'li hastaların tedavisini değiştirebilir” diye konuştu.

Hastaların Yüzde 33'ünde Hastalık Stabil
Nicholson, “İlacın, ALK'yi baskılayarak tümör hücrelerinin büyümesi ve sağ kalımı için kritik önem taşıyabilen hücre yolağındaki bir dizi sinyali engellediğini” ifade ederek, Faz 1 çalışmasının sonuçlarının açıklandığı söyledi. Faz 1'e ilişkin verilerin ilk olarak Amerikan Klinik Onkoloji Derneği'nin 46. Yıllık Toplantısında ana oturumda paylaşıldığını belirten Nicholson, “Faz I çalışmasına katılan ilerlemiş KHDAK'li ve ALK geninde mutasyon bulunan, daha önce 2-3 basamak tedavi almış 82 hastanın yüzde 57'sinde kısmi veya tam yanıt elde edilirken, yüzde 33'ünde hastalık stabil kaldı. Genel hastalık kontrol oranı 8. haftada yüzde 87 bulundu. Altı aylık kanserin ilerleme ve yayılım göstermeden (progresyonsuz) sağ kalım olasılığı yüzde 72 olarak hesaplandı” dedi.

İlaca ilişkin şu an yürümekte olan klinik çalışmalar şöyle:
“PROFILE 1007 (A8081007): Daha önce en az 1 basamak tedavi almış ALK pozitif KHDAK hastalarında crizotinib'in anti-tümör aktivitesini ve güvenliliğini standart tedavi ile karşılaştıran randomize, açık etiketli Faz III çalışma.
PROFILE 1005 (A8081005): Daha önce birden fazla basamak kemoterapinin başarısız olduğu, ALK pozitif KHDAK hastalarında crizotinib (PF-02341066)'in etkililik ve güvenliliğini inceleyen açık etiketli, tek kollu, Faz II çalışma.”
İlaç, henüz ruhsat almadığından, şu an sadece klinik araştırma kapsamında kullanılabiliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge