Ana içeriğe atla

“YILDA 120 BİN İŞİTME CİHAZI SATILIYOR”

Türkiye'de yılda 120 bin tane işitme cihazı satıldığını belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nebil Göksu, "Türkiye'de bu zamana kadar da toplam 2 bin 500 hastada biyonik kulak uygulandı" dedi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nebil Göksu, her sağlıklı doğan bebeğin yaklaşık 3,7'sinde işitme sorunu yaşandığını söyledi. Bebeklerde doğum sonrası taramanın önemine değinen Prof. Dr. Göksu şöyle konuştu: "Her sağlıklı bin doğumun yaklaşık 3,7'sinde işitme sorunu yaşanıyor. Ülkemizde yapılan doğumların yaklaşık olarak yüzde 60'ı oranında taranıyor. Avrupa standardına yakın bir tarama yüzdemiz var."

Prof. Dr. Göksu, sesin algı aşamasına gelinceye kadarki aşamaları hakkında bilgi vererek, dış kulakta sesin toplanarak orta kulağa iletildiğini, orta kulağa iletilen sesin büyütüldüğünü ve iç kulağa aktarıldığını anlattı. İç kulakta sesin analiz edilerek deşifre işleminin yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Göksu, seslerin ayırt edildiğini ve 33 bin kablodan oluşan işitme sinirine aktarılarak nöron kodlamasının yapılarak tanımlandığını söyledi. Prof. Dr. Göksu, sinirlerde ilerleyen ses enerjisinin beyinde algılandığını dile getirdi.

Antibiyotikler İç Kulağın Yapısını Bozabilir

Kullanılan bazı ilaçların da duyma problemine neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Göksu şu bilgileri verdi: "Bazı antibiyotikler, ağrı kesiciler ve idrar söktürücü ilaçlar iç kulağın yapısını bozuyor. Bu nedenle sonradan işitme kaybı yaşanabiliyor. Bunların ilk nedeni ilaçlar ve oto immün denilen ön bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılık sonucu gelişen hastalıklar. Özellikle kırsal alanda doğmuş ve ailecek geç konuşur diye önemsenmiyor. Yeni doğanda işitme taraması yapılmalı. İşitme kayıpları olanlarda otistik kişilik gelişir. İçine kapanıklık, tek başına yaşama, bir ortamda konuşulanların yarısını anlamayacağım komik duruma düşeceğim diye insan kendini kapatır. Kendi kabuğuna çekilir. Aileler bu nedenle çocuklarıyla yakından ilgilenmeli."

“Biyonik Kulak” ile Yüzde 70'e Varan İşitme Şansı Elde Edilebiliyor

Doğuştan işitme kaybına, doğum sonrası ateşli hastalık ya da uzun süre sarılığa, tüberküloz tedavisine ve bağışıklık sistemi bozukluğuna bağlı ortaya çıkabilen kalıcı işitme bozukluğu bulunanlara ''biyonik kulak'' yüzde 70'e varan işitme şansı elde edilebiliyor. Biyonik kulak takılabilmesi için mutlaka işitme cihazından fayda göremeyeceğinin tespit edilmesi ve hastanın iç kulağında salyangozun ve işitme sinirinin bulunması gerekiyor.

Zili Duymuyordu Şimdi Kapıya Koşuyor

Geçirdiği menenjit nedeniyle daha 1 yaşındayken işitme duyusunu yitiren küçük Aleyna beynine takılan biyonik kulakla artık duyabiliyor. Aleyna'nın annesi Selma Kaya, "Ameliyattan sonra Aleyna'nın okul ve sosyal hayatında başarısı arttı. Biyonik kulak takılalı 2 sene oldu. Şu anda 11 yaşında. Daha öncesinde işitme cihazlarını kullanıyordu. Ameliyattan sonra konuşmasını düzeltti. Okulda verimli olmaya başladı. Aleyna kapı zilini ve telefon sesini duymuyordu. Şimdi diğer odadan koşup kapıya geliyor. Ben mutfaktan seslendiğimde salondan duyup geliyor. Okulda arkadaşlarıyla ve öğretmeniyle konuşmalarını duymuyordu. Şimdi iki yıldır teşekkür alıyor. Normal ve işitme eğitimi almak için iki okula da gidiyor."

4 Yaşından Sonra Beyinde İşitme Bölümü Kapanıyor

Aleyna'nın ameliyatını yapan Prof. Dr. Göksu, "Doğuştan işitme engelli veya sonradan işitmesini kaybedenlere biyonik kulak takıyoruz. İşitme cihazının yeterli olmadığı durumlarda ameliyatla biyonik kulak takılıyor. İki parçadan oluşuyor. İçeri takılan bir parça ve dışarıda bir parçadan oluşuyor. Kulağın içerisinde salyangoza takılıyor. Biyonik kulak için belli bir takma yaş var. İşitme engelli doğmuş ve hiçbir şekilde işitme cihazı kullanmamışsa 4 yaşına kadar takılması gerekiyor. 4 yaşından sonra beyinde işitme bölümü kapandığı için takılamıyor.

“Ne Kadar Erken İşitme Cihazı Verirseniz O Kadar Çabuk Sonuç Alırsınız”

İşitme kayıpları ya genetik hastalıklar oluyor, taşıyıcı bir nedenle akraba evliliklerinden oluyor. Annenin gebeliğinin ilk 3 ayında radyasyona girmesinden kaynaklanabiliyor. Bir diğer grup normal doğum her şey normal, duyuyor ve konuşma adayı fakat yüksek ateşli bir hastalık geçiriyor. En çok gördüğümüz ateşli hastalıklar, menenjit, şiddetli kafa travmaları gibi durumlarda sağlıklı olan iç kulak bozuluyor. O zaman bu gibi durumlarda biyonik kulak uygulanıyor. İlk önce işitme cihazı veriyoruz. Ne kadar erken verirseniz. O kadar çabuk sonuç alırsınız" dedi.

Prof. Dr. Göksu, pahalı bir uygulama olduğu için SGK'nın tek biyonik kulağı karşıladığını söyledi. Aleyna'nın da bu nedenle bir kulağında biyonik kulak diğer kulağında işitme cihazı bulunuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge