Ana içeriğe atla

“DOKTORLAR BAŞKALARINA BAKTIKLARI KADAR KENDILERINE BAKMIYORLAR”


Doktorların 6 saat süren ameliyat sırasında belki dayanabildiklerini ancak bu durumun sonrasında aşırı yemek yeme durumu ile karşılaşıldığına dikkat çeken Diyetisyen Dr. Berrin Yiğit, “Doktorlar başkalarına baktıkları kadar kendilerine bakmıyorlar” dedi.


Birinci Basamak Hekimleri için artı değer yaratma hedefi ile bir seri toplantı projesi geliştiren AstraZeneca’nın Ankara’da İstanbul ile eşzamanlı olarak gerçekleştirdiği toplantıda “Diyetisyen Koltuğu” isimli bölümde Diyetisyen Dr. Berrin Yiğit “hekimlerin kendi beslenmeleri ve hastalara verecekleri tavsiyeler hakkında bilgi verdi.

Doktorlardaki en sık karşılaşılan problem, uzun saatler aç kalıp üstüne açlıkla çok fazla yemek yendiğine dikkat çeken Yiğit, Sağlık Dergisi’ne şu bilgileri verdi: “Doktorlarda özellikle karın ve bel bölgesinde yağlanma ve bunun getirdiği insulin direnci başta olmak üzere karaciğer yağlanması ve bu tarz problemlerle karşılaşılıyor. Doktorlar başkalarına baktıkları kadar kendilerine bakmıyorlar. Çok yoğun çalışıyorlar. 6 saat süren ameliyat sırasında belki dayanabiliyorsunuz ancak çok ciddi dikkat gerektiren bir iş yapılıyor. Danışan hekimlere de söylediğim gibi ameliyat sırasında asistanı ağzına kayısı veriyor. Hasta arasında kefir içmeli ya da yoğurt yemeli. Hayatlarında en azından 3 öğün olmalı. Hekimlerde uzun sureli açlığa karşı ödül verme hissine girerek istediğini yeme duygusu oluşuyor.


Yüzde 80 Iyi Ol, Kendine Dikkat Et Ama Yüzde 20 Istediğini Yapabilirsin

Hekimler daha sağlıklı ve dengeli beslenmenin dışında ne yemeli, hangi yağlar iyi hangileri değil, proteinlerin çok yüksek olması kilo kaybına destek oluyor ama ne kadar sure ve hangi kaynaklara tahribat oluşturuyor. Hamur ve ekmek bu kadar mı kötü? Besinlerin bilimsel boyutta anlatırken veriler bazında uygulamak çok zor.

Hastalarınızı Tedavi ve Beslenme Konusunda Uyarın

Tedavideki beslenme yaklaşımından asıl hedefimiz hastalık oluşmadan çaresine bakmak. Bir kişi diyabet olmadan önlemek veya tansiyon hastası olmadan nasıl beslenirse öteleyebilir.. Ama malesef hastalıklar oluştuktan sonra tedavide çok ciddi bir nokta beslenme. Diyabet hastasına ilaç tedavisi başlayabilirsiniz fakat o kişi ilacını içsin, insülinini vurunsun yemeiğine, uyku saatlerine dikkat etmiyorsa ve tatlıyı fazla yiyorsa o zaman ilaç tedavisinin etkisi kalmıyor. Bu konuda kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, tansiyon, kanser hastalıklarının gelişmesinde etkili özel öne çıkan gıdaları tartıştık.


Bazı Gıdalar Ilaç gibi Etki Eder

Bazı gıdalar vardır, ilaç gibi etki eder. Kendinizi tanıyın, kendinize iyi gelen ilaçları seçmek yerine gıdalardan destek almaya gayret edin. Doktorların hastaları, uyarması gerekiyor. Çünkü halka, doktorun önerdiği tedavi varken de kulaktan duyma karışımlarla iyileşmesiyi bekliyor. Tek gıda mucize sağlayamaz.


Protein Ağırlıklı Diyet Yapan Hekimler Var

Doktorlar ve özellikle cerrahlar beslenmelerine dikkat etmiyorlar. Protein ağırlıkları beslenerek kilo veren doktorların olmasında cazip gelen, istenildiği kadar fındık, ceviz, et, pastırmalı yumurta, tereyağı yeniyor. Ancak sadece ekmek yemek yasak. Tahıllı karbonhidratları tüketiyorsanız problem yok ama çok kısıtlı tüketiyorlar. Insanlar tek taraflı beslenerek belli gıdaları hayatlarından çıkartıyorlar. Sebze ve meyve çok kısıtlı alınıyor. Et kolay bulunan bir yemek. Bu tür vaatler çok tehlikeli ve her dönem böyle vaatler ortaya atılır.. Tek tip beslenmede karbonhidrat hayatınızdan çıkıyor. Total koletrol, trigliserit oranlarında da dengesizlikler meydana gelerek, farklı hastalıklara yol açar. Biz her zaman dengeden söz ediyoruz. Bilimde bunu ispatlamış, bu tarz çok kısa sureli ortaya çıkartmış olduğu bu diyetler

Bazı çalışmalar yüksek proteinin tokluk sağladığını vücutta daha hızlı kalori yakımını sağladığını söylüyor. Ama biz sadece protein yakmak istemiyoruz. Çünkü bu durum böbreği ve karaciğeri yoruyor. Kalp damarlar hastalıkları başta olmak üzere tüm damarlara zarar veriyor.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge