Ana içeriğe atla

TÜRKİYE’NİN 4’TE BİRİ “EVDE ANTİBİYOTİK BULUNSUN” DİYOR


“Toplumda Antibiyotik Kullanımı Sıklığı ve Hekimlerin Antibiyotik Reçetesi Yazma Durumları İle İlişkili Etmenlerin Belirlenmesi Araştırma” sonuçlarına göre toplumun yüzde 25.1’i "evde ileride gerekli olur" diye antibiyotik bulunduruyor. Hekimler hastanın hastalığı ile ilgili antibiyotik yazılmasını istemesi halinde yüzde 86,7 sıklıkta,   hastanın evde bulundurma amaçlı antibiyotik yazılmasını istemesi durumunda ise  yüzde 93,1 sıklıkta yazmayacaklarını söylüyor.


Antibiyotikler toplumda sıklıkla kullanılan ilaçlar arasında en başlarda yer alıyor. Antibiyotik kullanımı enfeksiyon etkenleri ile mücadelede temel yaklaşım olmakla birlikte, antibiyotiklerin gerekli olmayan durumlarda reçete edilmesi ve daha da olumsuz olarak halkın kendi kendine antibiyotik kullanması, antibiyotiklere direnci artırmakta, dirençli kökenlerle gelişen enfeksiyonların tedavisi güçleşerek, ekonomik kayba neden oluyor.

Türkiye genelinde 8 ilde toplumda ve hekimlerde aynı anda ilk kez yapılan antibiyotik kullanımı araştırması hakkında araştırma yürütücüsü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa N. İlhan şu bilgileri verdi:  “Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığınca toplumda antibiyotik kullanımı sıklığı ve hekimlerin antibiyotik reçetesi yazma sıklıkları ile ilişkili tutum ve davranışlarının belirlenmesi için bir araştırma yaptık.  Araştırma Türkiye Genelinde 8 NUTS bölgesinde yürütüldü. Edirne, Manisa, Sakarya, Ankara, Mersin, Nevşehir, Trabzon ve Elazığ örneklemde yer aldı. Araştırma kapsamında kırsal ve kentsel dağılıma göre 4 bin 168 kişi ve 80 Aile Hekimi, 80 Uzman Hekim ile yüz yüze görüşüldü, çalışma Şubat 2011’de tamamlandı.”

Antibiyotik kullanımı yanında toplumda ilaç kullanımı konusunda da  çarpıcı tespitleri olan araştırmanın sonuçları şu şekilde:

  • Toplumun yüzde 48.1’i son bir yılda kendi kendine ilaç kullanıyor.  Toplumun 38’i son bir ayda kendi kendine ilaç kullanmış, yüzde 25.1’i evde ileride gerekli olur diye antibiyotik bulunduruyor. Yüzde 17’si doktordan antibiyotik yazmasını talep ederken, yüzde 6.7’si çevredekilere antibiyotik tavsiyesinde bulunuyor. Yüzde 26.2’si kendi kendine, doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik kullanıyor. Yüzde 57’si son bir yıl içerisinde,  yüzde 24.6’sı ise son bir ay içerisinde antibiyotik kullandığını belirtiyor.  
  • Son 1 yıl içerisinde herhangi bir ilaç kullandığını belirtenlerin yüzde 84.5’i ağrı kesici,  yüzde 7.8’i antibiyotik. Son 1 ay içerisinde herhangi bir ilaç kullandığını belirtenlerin  yüzde 82.6’sı ağrı kesici,  yüzde 3.7’si antibiyotik kullandığını belirtiyor.  
  • Doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik kullananların yüzde 14.3’ü doktora gitmeye vakti olmadığı için,  yüzde 8.6’sı ayrıca muayene ve tetkik ücreti vermek istemediği için kullandığını,    yüzde 55.2’si ise daha önceki benzer durumda doktorun vermiş olduğu antibiyotiği kullandığını belirtiyor.  
  • Toplumun yüzde 56.2’si kullandığı ve doktordan yazmasını istediği antibiyotiği daha önceki benzer durumda doktorun vermiş olduğu antibiyotikten aldığını ve yazmasını istediğini belirtiyor. Yüzde 9.2’si eczacıya danıştığını,  yüzde 21.5’i önceden evde olan antibiyotiği kullandığını ve istediğini,  yüzde 8.4’ü arkadaş ve tanıdıkların önerisi ile seçtiğini söylüyor.  
  • İncelenenler kullandıkları antibiyotiği ortalama 6.8 ile 5.2 gün kullandıklarını, ortalama 8.1 ile 12.9 gün kullanmalarının önerildiğini belirtiyor. İncelenenlerin yüzde 8.4’ü  antibiyotik kullanma sürelerini kendilerinin belirlediklerini söylüyor.

Araştırmaya göre hekimlerin antibiyotik reçete etmeleri ile ilgili sonuç şu şekilde:

  • Hekimler “Muayene ettiğiniz her hastaya reçete yazar mısınız?” sorusuna yüzde 78,0; “Muayene ettiğiniz her hastaya antibiyotik yazar mısınız?” sorusuna   yüzde 97,5  hayır yanıtını verdi.  
  • Hekimlerin yüzde 56,0’sı “Sağlık Bakanlığı Birinci Basamağa Yönelik Tanı ve Tedavi Rehberleri”ni kullanmadığını,  yüzde 69,2’si de antibiyotik reçete ederken rehber kullanmadıklarını ifade etti.
  • Hekimler bir haftada ortalama 69,5 kişiye; ortalama 67,0 kutu; ortalama 6,5 günlük antibiyotik yazdıklarını belirtti.
  • Antibiyotik yazma kararında etkili olarak kendilerinin yüzde 61,7 sıklıkta,  meslektaşlarının yüzde 63 sıklıkta önceki deneyim ve bilgilerinin en etkili belirleyici olduğunu kaydetti.  
  • Hekimler hastanın hastalığı ile ilgili antibiyotik yazılmasını istemesi halinde yüzde 86,7 sıklıkta,   hastanın evde bulundurma amaçlı antibiyotik yazılmasını istemesi durumunda ise  yüzde 93,1 sıklıkta yazmayacaklarını belirtti.
  • Hekimlerin yüzde 84,8’i antibiyotik yazmadan önce hastalardan tetkik istediklerini,  yüzde 98,1’i hastanın kliniğinin yazılacak antibiyotiği seçmede en etkili etmen olduğunu ve yüzde 90,6’sı hastanın yaşının yazılacak antibiyotiğin dozunu ayarlamada en etkili etmen olduğunu ifade etti.
  • Hekimlerin antibiyotik reçete ettikleri hastaların şikâyetleri sıralamasında ateş yüzde 83,6, idrar yolu şikâyetleri yüzde 73,5 ve boğaz ağrısı yüzde 47,7 ile ilk üç sırayı alıyor. Sıklık sırasına göre en çok idrar yolu enfeksiyonu yüzde 49,1, tonsillit yüzde 33,8 ve sinüzit yüzde 30,3 tanılarında antibiyotik reçete ediliyor.  
  • Hekimlerin   yüzde 84,9’u, antibiyotik kullanımından ortalama 7,3 gün sonra hastaları tekrar gördüklerini belirtiyor.
  • Hekimlerin   yüzde 52,5’i mezuniyet öncesi,  yüzde 68,7’si mezuniyet sonrası akılcı ilaç ve antibiyotik kullanımı ile ilgili eğitim aldıklarını,  yüzde 60,0’ı ise akılcı ilaç ve antibiyotik kullanımı ile ilgili eğitim almak istediğini söylüyor.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Evde bulunan antibiyotikler yanlış kullanılıyor yanlış kullanım sonucunda antibiyotik kullanılması gereken durumlarda direnç gelişip tedaviler daha güç ve maliyetli olmakta mümkün olduğunca evlerde antibiyotik bulundurulmamalı gerekli görüldüğünde alınmalı saygılar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge