Ana içeriğe atla

İKİ SİNİR BİLİMCİDEN BEYİN SOHBETLERİ

Hayatını sinir bilime adamış iki bilim insanı, yıllardır edindikleri birikimlerini eğlenceli bir gösteri tadında sunuyor.

Bilimsel çalışmalar denildiğinde insanlar genellikle konunun fazla karmaşık olacağını düşünerek bir miktar uzak dururlar. Bilim insanları aslında bu çalışmaların düşünüldüğü gibi sıkıcı olmadığını göstermek adına, çok farklı çalışmalar yapıyor. Onlardan biri de [n] Beyin ismiyle yola çıkan Doç. Dr. Sinan Canan ve Araştırma görevlisi Serkan Karaismailoğlu. Arzu eden herkesi, iki sinirbilimcinin rehberliğinde, beyin ve sinir bilimin garip dünyasında eğlenceli bir keşfe davet ediyorlar.

Anlatılanlar Hayatınıza Uygulayacağınız Nitelikte
İki sinirbilimci, beyin ile ilgili farklı bir sunum hazırlıyorlar, ancak sıkıcı bilimsel ve anlaşılmaz terimlerden arındırılmış, merak uyandıran bu sunum yaklaşık 2.5 saat sürüyor. Sunum, beyin ile ilgili temel bilgileri, ders havasından çok uzakta anlatılarak başlıyor. Ortada kocaman bir beyin maketi ile dikkatle dinliyorsunuz. Çünkü, anlatılanlar hayatınıza uygulayacağınız nitelikte ve esprilerle renklendirilmiş. 

nBeyin, temel konuların yanı sıra oldukça tartışmalı ve ucu felsefeye kadar uzanan derin konulara da girilen, benzerine pek rastlamadığımız bir sunum şekli. Sunumda değinilen bazı konular şöyle: Beyinlerimiz nasıl çalışır? Beyinde neden sağ ve sol ayrımı var? Evlilik aşkı öldürür mü? Erkek ve kadınların beyinleri gerçekten de farklı mı? Bilinç nedir? Zihin kontrolü mümkün mü? Gerçeklik nedir ve biz gerçekten "var olduğumuzu" bilebilir miyiz? 

nBeyin, Sinan Canan ve Serkan Karaismailoğlu’nun araştırmayı, öğrenmeyi ve başkalarına anlatmayı çok sevdikleri bilimsel bazı öykülerden oluşuyor. Birbirinden bağımsız gibi görünen öykülerin tamamı aslında sinir sistemimiz ve beynimizin çalışmasını anlatırken, daha genelde “bizi bize” anlatmayı amaçlıyor.

Amacımız Asla Bilim Dersi Vermek Değil
Sunumları hakkında Doç. Dr. Sinan Canan şunları söyledi: “nBeyin, “sadece biz karar versek, derslerimizi nasıl anlatırdık” sorusuna üretebileceğimiz cevaplar üzerine gelişti aslında. Bir müfredat sınırlaması varsa, dünyanın en zevkli konusu dahi keyifli bir şekilde anlatmanız zordur. Fakat dünyanın en zevkli konusu olan sinirbilimlerini hiç bir kısıtlama olmadan ilgilenen herkese anlaşılabilir bir şekilde sunmak, aslında bizim temel amacımız. İstedik ki, arzu eden herkes, sinirbiliminin en karmaşık sonuçlarını bile temel düzeyde anlayabilsin ve insanoğlunu doğrudan ilgilendiren bu bilim ile bu bilimin hayata dair açılımları hususunda herkes kendine göre faydalanabilsin. Amacımız asla bilim dersi vermek değil; düşündürmek, farkındalık oluşturmak ve insanların hayatına bilgi ile elimizden geldiğince olumlu katkılar sağlayabilmek. Sunumlarımızın ardından aldığımız geri bildirimler de amacımıza ulaşmada doğru yolda olduğumuza dair kanılarımızı güçlendiriyor. Açıkçası ilk başladığımızda böyle büyük bir ilgi beklemiyorduk; fakat şu anda onlarca üniversiteden teklif geliyor ve biz de onlara cevap vermeye gayret ediyoruz.

Rüyamız, nBeyin’i insanların ilgisini cezbeden daha profesyonel bir gösteriye dönüştürmek ve bütün Türkiye’deki meraklı insanlara birebir ulaşabilmek. Elbette böyle yoğun ve masraflı bir turne programı bizim gibi iki akademik insanı biraz aşıyor. Bundan dolayı şu anda bazı sponsor görüşmeleri yapıyoruz; alabileceğimiz desteklere göre gösterimizi çok daha keyifli ve eğlenceli bir hale getirmeye gayret edeceğiz.

nBeyin, insanoğlunun en büyük aşama kaydettiği sinirbilimleri alanının modern zamanlarda beynimiz ve davranışlarımız hakkında bizlere neler söylediği ile ilgili. Bu bilgileri elden geldiğince çok insanla paylaşarak, özellikle gençlerin sinirbilimleri alanlarına yönlenmesinde teşvik edici bir rol oynamak istiyoruz. Zira yakın bir gelecekte, bu günkünden çok daha önemli ve ileri noktalara gelecek olan sinirbilimleri ve ilişkili alanlarda dünyada söz sahibi bilim insanları yetiştirmeye çok ihtiyacımız var. Bu da ancak genç ve meraklı zihinleri bu yolla tanıştırmak sayesinde mümkün olacak diye düşünüyoruz.

Ayrıca bilimle uğraşmasak bile günlük hayatta yaşadığımız her şeyin beyin ve sinir sistemimizle doğrudan ilişkisi var. Arzularımız, heyecanlarımız, fikirlerimiz, anlaşmazlıklarımız... Bunların hepsi sinirbilim bilgileri ışığında düşünüldüğünde bize bambaşka ipuçları verebiliyorlar. Mesela, sunumumuzda kadın-erkek beyni arasındaki farkları anlattığımızda yüzlerde beliren şaşkın ifade bunun bir göstergesi. Bir çok katılımcı “demek ondan böyle yapıyormuşum; yahut yapıyormuş!” diyerek adeta bir aydınlanma geçiriyorlar. Örneğin kadının ilişkideki seçici rolü, erkeklerin genel olarak akla gelen vurdumduymazlığı, erkek-kadın arasındaki empati farklılıkları gibi konular, izleyen herkesi şaşırtıyor. Bunun yanında sinirbilimleri ile uğraşan takipçilerimizin de pek fazla duymadıkları konuları gündeme taşıyoruz. Mesela hepimizde gizli bir yetenek olan “örüntü algısı”, beynin kaotik işleyişi, bilimin öngörülemez dediği bazı gelecek hadiseleri tahmin etme; yahut kendimize genetik olarak en uygun eşi seçme gibi yeteneklerimizi insanlara anlattığımızda, hayatları ile ilgili ilginç düşüncelerin de kapısını araladığımızı düşünüyorum.

Bunların hepsinin ötesinde nBeyin’in çok beğenilmesinin bence en büyük nedeni, hem biz, hem de dinleyenler, anlatılanlardan büyük zevk alıyorlar ve hepimiz bu işlere meraklıyız. Bence işin gerçek sırrı bu.”



Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge