Ana içeriğe atla

SAĞLIK HABERİNİ POPÜLERLEŞTİRİN ANCAK ABARTMAYIN

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER

Sağlık haberinde kullanılacak dil ve anlatım yapısının, medya organının niteliğine göre değişebildiğini belirten İzmir Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, “Ancak her durumda okuyucunun ya da izleyicinin kolayca anlayabileceği bir içerik sunulmalıdır. Burada kastedilen popülerleştirmedir, magazinleştirme değil. Halkın düzeyine uygun bir dil kullanmak (popülerleştirmek) söz konusu içeriğin magazinleşmesi (abartma, sansasyon) anlamına gelmemeli” diye konuştu. 

Sağlık haberlerinin halkın anlayacağı şekilde sadeleştirilmesi, özellikle bilimsel çalışmaların anlaşılması açısından önem taşıyor. Tıp dilini sadeleştirirken, kesinlikle abartı, sansasyon gibi yaklaşımlardan kaçınılarak haberlerin magazinleştirilmemesi gerektiğini vurgulayan İzmir Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, konu ile ilgili şunları söyledi:  “Sağlık haberciliği açısından ülkemizdeki durumun geçmişe göre olumlu ve olumsuz gelişmeler gösterdiğini söyleyebiliriz. Olumlu gelişme olarak sağlık haberciliğinin ya da sağlık iletişiminin artık başlıca bir uzmanlık alanı olduğunun kabul edilmesidir. Gerek medya kuruluşları gerekse de sağlıkla ilgili kamusal ve özel kuruluşlar konunun önemini kavramaya başlamışlardır. Bu olumlu bir gelişmedir. Olumsuz olan ise, medyadaki ve sağlık sektöründeki diğer başka olumsuzluklara paralel olarak gelişen olumsuzluklardır. Bildiğiniz gibi, medya kamuyu bilgilendirme ve demokratik tartışma ortamı yaratma işlevini tam olarak yerine getirememektedir. Bu durum, sağlık haberciliği alanında da böyledir. Öte yandan, sağlık sektörü de birçok sorunla karşı karşıyadır ve bu durum sağlık iletişimi açısından çeşitli olumsuzlukları gündeme getirmektedir. Örneğin, ilaç şirketlerinin baskısı altında bulunduğunu gözlemlediğimiz sağlık sektörüne ilişkin haberlerin, genellikle medyada eleştirel bir perspektiften uzak ve daha çok tanıtıma yönelik haber içerikleri şeklinde sunulması önemli bir sorundur.

Sağlık Haberleri Gerçek Sağlık Konularını Ele Almalı
Sağlık ve iletişim, her ikisi de yaşamla doğrudan ilgili alanlardır ve bu nedenle hemen her konu sağlık iletişimi ile ilişkilendirilebilir. Ancak bu durum, her şeyin bir sağlık konusu ya da sorunu olarak sunulduğu bir habercilik anlayışına dönüştürülmemelidir. Yoksa yaşamın tüm alanlarının (doğum, ergenlik, evlenme vb.) bir sağlık konusu ya da sorunu haline getiren medya içerikleri, bireyleri ve toplumu yanlış yönlendirecektir. Bu nedenle sağlık haberleri, gerçek sağlık konularını ele almalı, sağlıklı toplum için toplumsal bilincin gelişmesine katkıda bulunmalıdır. Bu bağlamda, sağlık haberlerinin temel kaynağı hekimler ve sağlık kuruluşlarıdır. 


Bilimsel Verilere Dayanmayan Bir Haber Sorunludur 
Sağlık haberlerinde temel kriter bilimsel nesnellik olmalıdır. Bilimsel verilere dayanmayan bir haber sorunludur. Bu nedenle, mutlaka ilgili hekim veya sağlık kuruluşu kaynak olarak kullanılmalı ve bu açıkça belirtilmelidir. Sorunlu ya da tartışmalı alanlarda sağlık meslek kuruluşlarının ayrı bir önemi vardır, bu tür konularda mutlaka meslek kuruluşlarının da görüşü yansıtılmalıdır.

Sağlık İletişimcisi Olguları ve Verileri Nesnel Bir Şekilde Sunmalı
Sağlık iletişimi alanında çalışacak kişiler için sağlık alanında eğitim almak iyi bir avantaj olabilir, ancak bu zorunlu değildir. Yalnız, sağlık muhabiri ya da editörü mutlaka sağlık alanıyla ilgili gelişmeleri takip etmelidir. Şüphesiz ki, ayrıca temel gazetecilik ve iletişim meslek bilgilerine de sahip olmalıdır. Nesnellik temel ilke olmalıdır; yani içeriğin bilimsel doğruluğu hassasiyetle sağlanmalıdır. Muhabir ya da editör bazı tartışmalı konularda bir tarafı destekleyebilir, ancak mutlaka ilgili tüm tarafların görüşlerine yer vermeli ve habercilik açısından olguları ve verileri nesnel bir şekilde sunmalıdır.

Haberde Kastedilen Popülerleştirmedir, Magazinleştirme Değil
Sağlık haberinde kullanılacak dil ve anlatım yapısı, medya organının niteliğine göre değişebilir. Ancak her durumda okuyucunun ya da izleyicinin kolayca anlayabileceği bir içerik sunulmalıdır. Burada kastedilen popülerleştirmedir, magazinleştirme değil. Halkın düzeyine uygun bir dil kullanmak (popülerleştirmek) söz konusu içeriğin magazinleşmesi (abartma, sansasyon) anlamına gelmez. Bu nedenle halkın anlayacağı şekilde içeriğin popülerleştirilmesi özellikle bilimsel kavramların kullanımı bakımından önemlidir. Ancak kesinlikle abartı, sansasyon gibi türden magazinleşmeye, bilimsel bilginin özünün çarpıtılmasına izin verilmemelidir.


Sağlık Programları Birer Magazin Programı Haline Gelmemeli
Sağlık programlarında popüler bir anlatım gerektiği kadar kullanılabilir, ancak sağlık programları birer magazin programı haline gelmemelidir. Bu konuda, fakültemizden Doç. Dr. Gülseren Atabek ve Ar. Gör. Deniz Bilge ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bir araştırmamız var. Temel bulgumuz Türk televizyonlarında sağlık programlarının birer magazin programı niteliği taşıdığı ve oldukça sorunlu içerik sundukları yönünde. [ATABEK Ü., ATABEK G. ve BİLGE D. (2013). Televizyon Sağlık Programlarında İdeolojik Söylemler. İletişim: Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi. Özel sayı:3.]

Medya Okuryazarlığı Programları Artık Yeni Medyayı da, İnterneti de İçeriyor 
“İnternete düştü” deyimi aslında her şeyi açıklıyor. İnternet önemli olanaklar sunan, ancak güvenilir olmayan içerik açısından da büyük sorunlar yaratan bir kitle medyası haline geldi. Bu bakımdan blog gibi olanakları kullanırken özenli olmak gerekir, yapılacak en iyi iş, içeriklerin bir sağlık kuruluşu, olanaklıysa da bir sağlık meslek kuruluşu güvencesiyle yayınlanmasıdır. Medya okuryazarlığı programları artık yeni medyayı da, interneti de içeriyor. Dolayısıyla, internet medyasını izleyenlerin, tıpkı geleneksel medya karşısında olduğu gibi, bir takım düzenlemeler ve eğitimlerle güvenilir enformasyona erişimini güçlendirecek programların gerçekleştirilmesi yerinde olacaktır.

Magazinsel Nitelikte Fotoğraf Kesinlikle Kullanılmamalı
Sağlık konulu yayınlara ilişkin özdenetim uygun olacaktır. Yoksa devlet denetimi başka sorunlar çıkarır. Ancak içeriğin bilimsel açıdan uygunluğunun güvencesinin bir sağlık meslek kuruluşu tarafından sağlanması yerinde olacaktır. Sağlık haberlerinde kullanılan fotoğraflar etik kurallara uygun olmalıdır. Özellikle hastanın kişilik haklarına özen gösterilmelidir. Magazinsel nitelikte fotoğraf kesinlikle kullanılmamalıdır.

Kişinin Korunmasının Gerekli Olduğu Durumlarda Kaynak Belirtilmeyebilir
İlke olarak kaynak belirtilmelidir. Ancak, istisnai olarak, kaynak kişinin korunmasının gerekli olduğu durumlarda kaynak belirtilmeyebilir. Bu durumda bile haberde başka kaynaklardan da hekim ya da sağlık kuruluşu görüşü alınmalıdır ve bu kaynaklar belirtilmelidir.”

Prof. Dr. Ümit Atabek kimdir?
1955 yılında Sinop doğdumludur. ODTÜ İBF’den lisans (1979), AÜ SBF‘den yüksek lisans (1982) ve doktora (1991) dereceleri aldı. Akademik yaşamına 1980 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi‘nde asistan olarak başladı. 1983 yılında İtalya’da Perugia Üniversitesi, Istituto di Studi Sociali’de doktora öncesi araştırma bursuyla çalışmalarda bulundu. 1995 yılında basın-yayın tekniği alanında doçent oldu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bölüm başkanlığı ve dekan yardımcılığı görevlerinde bulundu ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans ve lisansüstü dersleri verdi. 2001-2002 döneminde KKTC’de  Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2002 yılında Antalya  Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne katıldı ve profesör oldu. Bu fakültede 2002-2009 yılları arasında da gazetecilik bölüm başkanlığı, 2005-2008 yılları arasında dekanlık görevlerini yürüttü. Halen İzmir Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanı olarak görev yapmaktadır. İletişim alanıyla ilgili çeşitli dergilerin yayın ve hakem kurulunda yer alan Prof. Dr. Atabek SEEDI (South-Eastern European Digitization Initiative) Kurucu Yönetim Kurulu Üyesidir. Prof. Dr. Atabek 2002-2010 yılları arasında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İletişim İhtisas Komitesi üyeliği, 2007-2009 yılları arasında da Antalya Basın Akademisi Akademik Koordinatörlüğü görevlerini de yürütmüştür. EUPRERA (European Public Relations Education and Research Association)  üyesi olan Atabek ayrıca RATEM (Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği) mesleki yeterlik çalışmalarında da danışmanlık yapmaktadır. İletişim teknolojileri, iletişim araştırma yöntembilimi ve iletişim ekonomi politiği konularında çalışmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge