Ana içeriğe atla

KALP PROJESİ İLE BİLİNÇ OLUŞTURULACAK

Her yıl ani kalp durmasından dolayı 100 binden fazla insanının hayatını kaybettiğini belirten Hayatta Kal Dernek Başkanı Doç. Dr. Mutlu Vural, hedefinin 100 bin kişiye tamamen ücretsiz eğitim vererek sağlık alanında bilinç oluşturmak olduğunu söyledi. 

Ani kalp durması sonrası geç müdahaleden dolayı insanları hayatını kaybediyor. Belli bir bilinç oluşturarak ilk müdahalenin doğru şekilde yapılmasını hedefleyen Kalp Projesi’ni hayata geçiren Doç. Dr. Mutlu Vural, Hayatta Kal Derneği’ni kurarak sosyal sorumluluk projesini daha çok kişiye ulaştırmaya çalışıyor. 

Doç. Dr. Mutlu Vural, proje hakkında soruları yanıtladı. 

Kalp Projesi hakkında bilgi verir misiniz?
Kalp Projesi 13 Aralık 2011 tarihinde Erzincan da başladı. Kalp sağlığı alanında koruyucu hekimlik, toplumu bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarını yapmak istiyoruz. Hastane dışında gelişebilecek ani kalp durmalarında ambulans gelene kadar toplumun bilinçli müdahale yapabilmesini sağlamak ve hayatta kalma oranlarını artırmak üzere çeşitli çalışmaları kapsamaktadır. Kalp damar hastalığı sıklığı ve sonuçlarını iyileştirmek ve ani kalp durmalarında ölüm sıklığını azalmayı hedefleyen bir projedir. Gelecek on yılın sonunda projenin hedefi yılda 20 bin hayat kurtarmaktır. 

Kalp Projesi ile birlikte kurulan Hayatta Kal Derneği neler yapıyor?
Hayatta Kal Derneği henüz 10 ay önce kurulmuş bir dernek ve diğer sivil toplum örgütleri fikir bazında ve sahada projeyi destekleyebilir. Bize göre önce toplumda farkındalık yaratmak gerekiyor. Çalışmalarımızı makale olarak yayınladık, ayrıca kamu spotu hazırladık.  Makale: http://www.anakarder.com/sayilar/94/buyuk/614-615.pdf

Kalbi duran bir kişi aniden yere yığılır, bilincini kaybeder, iç çeker gibi nefes alır ve nefesi kesilir. İşte o anda neler yapılırsa hasta kurtarılabilir mi? Belli bir bilinç oluşturulmuş toplumun sağlık çalışanlarına faydası nedir?
Bu şekilde her yıl 100 binden fazla insanımız hayatını kaybediyor. Bu sayının 2020 yılında 200 bine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Her beş kişiden bir kişinin birinci derece yakını aniden yere yığılıp, bilincini kaybedip, nefesi kesilerek hayata veda etmiştir. Şehir içinde ambulans gelene kadar geçen 10 dakika zamanda bu hastanın müdahale edilmedi zaten öldüğünü ve sağlık çalışanlarının artık yapacak bir şeyinin kalmadığını toplumumuz bilmiyor. Kalbi aniden duran ve olduğu yere yığılan birine ambulans gelene kadar bilinçli müdahale ederek ambulansın yetişmesini sağlayacak şekilde kalbi duran kişiyi beş dakikadan çok daha uzun hayatta tutabileceğinin de toplumumuz farkında değil. Yine toplumun çok az kısmı bu bilinçte olsa bile kalp masajını nasıl yapacağını bilmiyor. Müdahale etmeyi bilen tanık toplumun bilinçsizliği, suçlanma korkusu, koruyucu yasaların olmaması gibi nedenlerle çekinmekte ve hayat kurtarabileceği halde uzak durmayı tercih etmektedir. Bunun için yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. İlk yapılacak şey ani kalp durmasını tanımak ve hemen 112’nin aranmasıdır. Zaman kaybetmeden kalp masajı yapılmalıdır. Biz ambulans gelene kadar sadece sürekli kalp masajı yapılmasını öneriyoruz. Yapay solunum önermiyoruz. Sürekli kalp masajı ambulans gelene kadar hayati organları canlı tutacaktır. Ambulans geldiğinde elektroşok ise kalbin yeniden çalışma ve hayatta kalma şansı çok yüksek olacaktır. 

Ani kalp durmasını nasıl tanınır? Bu müdahaleler sağlık çalışanlarının işini zorlaştırmaz mı?
Amerikan Ulusal Kalp Akciğer Kan Enstitüsü “ani kalp durmasını” kalbin aniden ve beklemedik bir şekilde atışının durduğu durum olarak tanımlamaktadır. Daha sade bir ifade ile “sağlıklı gözüken bir kişi rahatsızlandıktan hemen sonra olduğu yere yığılır, bilincini kaybeder, iç çeker gibi nefes alır veya nefesi kesilmişse kalbi durmuştur” diyebiliriz. Her yere yığılan ve bilincini kaybeden kişinin kalbi durmuştur diyemeyiz. Örneğin bayılmada geçici bilinç kaybı ve 10 saniyeden kısa süreli nefes almama durumu söz konusudur. Dünyaca ünlü kalp doktoru Prof. Dr. Murat Tuzcu’nun "Kişinin bilinçsiz olduğunu saptamanız gerekir. Hareketsiz yatan insanı hafifçe sarsarak bilincinin açık olup olmadığını kontrol etmenizde yarar var. Yoksa bayılmış olsa da kalbi çalışan birine masaj yapmaya başlayabilirsiniz" uyarısına da dikkat etmeliyiz. Çalışan kalbe kalp masajı yapılmamalı ama kalbi çalışmayan birine bu korkunun aşırı olması nedeniyle sadece bir kaç dakika müdahale etmezsek de ölüm başlıyor. İşte ani kalp durmasını 30 saniyede tanımamız hayati önemdedir. 

Ani kalp durmasında bilinç kaybı ve nefes almama durumu kalp elektroşok verilerek yeniden çalıştırılmadıkça düzelmez. Düzelme ilk dakikada kalp masajı ve elektro şok uygulaması ile hemen olabilirken, geç müdahalelerde saatler ve günler sonra olabilir. Beyin hasarı olmuşsa süreç daha karışık bir hal alır.

En çok insanlar çalışan kalbe kalp masajı yapmaktan ya da kaburga kemiklerinin kırılarak akciğerlere batmasından korkuyor. Bu korkuları nasıl yenebilirler?
Size bir anımı paylaşacağım. Ben kardiyoloji doçenti iken bir hastamıza kalbi durmadığı halde 20 saniye kadar kalp masajı yaptım. Bir hasta EFOR testinde koşu bandı üzerine yıkılmış. Yan odada hasta muayene ediyorken hemşiretelaşla beni çağırdı. Koşu bandı üzerine yığılmış hastanın ritim kaydı yoktu. Bilinci kapalı ve nefes almıyordu. Kalp masajına başladım. Son kılavuzlar nabız bakma, nefes almıyorsa kalbi durmuştur diyordu. Sonra hasta nefes almaya başladı. EKO cihazında kalbine bakarken yine aynısını yaptı. Türk filmlerindeki ölüm sahnesinin aynını yapıyor ve tutabildiği kadar nefesini tutuyordu. Bu defa ekranımda kalbinin attığını gördüğüm için telaşlanmadım. Ölüm numarasını da gerçekte olduğu gibi değil "Yeşilçam" versiyonu ile yapıyordu. Sonra hastanın ölü taklidi yaptığı, bayılma ve nefesini tutma şeklinde konversiyon nöbeti olduğunu anladık.

Kalbi çalışan birine kalp masajı yapma korkusu yersizdir. Hollanda da ötenazi yasal. İyileşme umudu olmayan ve çok ızdırap çeken bir kişi aklı yerinde ise iğne ile uyutularak yasamina son verebiliyor. Uyutulmadan önce kalbi çalışırken yapılan kalp masajının kalp ritmi üzerine ciddi olumsuz bir etkisi görülmemiştir. Yani kalbi durduğuna inandığınız birine kalp masajı yapmaktan çekinmek yersizdir. Eğitim almışsanız korkmadan kalp masajı yapılabilir. Bilgili olmayan birine 112 komuta merkezinin yönlendirmesi ile kalp masajı yaptırılabilir. Tabuları yakalım, hayatlar kurtaralım.

Kalp masajı sırasında kaburga kemiklerinin kırılması doğru teknikle önlenebilir. Ani kalp durması gibi ölümcül bir durumda en kısa sürede kalp masajı yapmak gerekiyor. Hastaya müdahale edilmez ise 12 dakika içinde ölü kabul edileceğinden kaburga kırılır mı diye düşünmekten öte ambulans gelen kadar beyin gibi hayati organların hasar görmesini engellemek gerekiyor.

Online kalp masajı kursunuz ne zaman başlayacak? 
7 Kasım 2013 günü Yeni Yüzyıl Üniversitesi nde yapılacak 1. Ulusal Ani Kalp Durmalarında Ölümlerin Önlenmesi Sempozyumu’nda Türkiye’nin ilk online kalp masajı kursu başlayacaktı. Ancak Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmede bu kurslara sertifika verilmesi için yönetmelik hazırlanması gerektiği ve bunun 2014 yılında hazırlayacağı bildirildi. Biz bunun üzerine ancak bakanlık takvimde geciktiğinde bu kursu katılım belgesi ya da yurtdışı sertifika vererek yapmayı planladık. Kamu spotumuzun yayınlanması ile eş zamanlı olarak "kalp masajını öğrenin" diye mesaj verdiğimizden HKD, ATUDER ve CPRToday.com tarafından onaylı online kalp masajı (hands only CPR) kursunu devreye sokacağız. Şuan ilk 100 bin kişide tamamen ücretsiz olmasını planlıyoruz. 

Doçent Dr Mutlu Vural kimdir? 
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun. Dr. Siyami Ersek Kalp Hastanesi’nde kardiyoloji ihtisasını tamamladı. Kırşehir, Erzincan ve İstanbul da görevlerde bulundu. Hayatta Kal Derneği yönetim kurulu başkanı ve Kalp Projesi kurucu ve yürütücüsü. 

Yorumlar

Esra hanım degerli yazılarınız için teşekkürler

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge