Ana içeriğe atla

HASTALARIN KARAR VERME KAPASİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ

Aydın’da gerçekleşen II. Adli Psikoloji Günleri’nde hastaların karar verme kapasitelerinin değerlendirilmesi konusunda bir konuşma yapan Amerika Birleşik Devletleri Mayo Klinik Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı, hastaların “karar verme kapasitesi” değerlendirilmesi işleminin çoğu zaman adli sonuçları olabilen ve tüm branş doktorlarının ilgilendiren çok önemli bir konu olduğunu ve ABD’de genel hastanelerde bu görevi psikiyatri içinde ayrı bir bölüm olarak yapılanan Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Servislerinin üstlendiğini belirtti. Dr. Çamsarı, ülkemizde de Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi, diğer adıyla Psikosomatik Tıp ile uğraşan çok sayıda akademisyenin bulunduğu ve yan dalının hızla gelişmekte olduğunu ancak yapılandırılmış yandal eğitiminin henüz verilemediğini söyledi.
 
İnsan davranışları ve zihinsel süreçleri ile birlikte bunların altında yatan nedenleri bilimsel olarak inceleyen bir çalışma alanı olarak tanımlanan psikolojinin bir alt alanı olan adli psikoloji, yasal konulara ve sorunlara psikolojinin temel ve etik ilkelerini uygulamak üzere hukuk ile psikoloji arasında kurulan ilişkiden ortaya çıkmıştır. Hüküm giymiş ya da gözaltında tutulan kişilerin davranışlarını değerlendirme, velayet, bir sanığın zihinsel kapasitesini mahkemede savunma yapmak için yeterli olup olmadığı, kişiyi suça iten etmenler, suçluluğa neden olan faktörlerin incelenmesi ve suçların azalması için gerekli önleme çalışmaları da adli psikoloji çalışma alanına girmektedir. Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü ve Adli Bilimciler Derneği Adli Psikoloji Komisyonu’nun düzenlediği, Gazi Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Adnan Menderes Üniversitesi’nin destekleri ile İncirliova Belediye Başkanlığı’nın ev sahipliğinde II. Adli Psikoloji Sempozyumu gerçekleştirildi.

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Adli Psikoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldırım Beyatlı Doğan ile Gazi Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Demirbaş’ın başkanlık ettiği sempozyumda adli psikoloji alanında çalışılan alkol-madde bağımlığı, alan uygulamaları, çocuk ihmal ve istismarı, suçlu profili ile sporda şiddet gibi konular geniş bir yelpazede tartışıldı.



Prof. Dr. Hamit Hancı’nın yaptığı açılış konuşmasında; temel görevi, otopsi yapmak, ölüm sebeplerini ve zamanını saptamak, adli bir olaya yönelik insan vücudu üzerindeki darp izlerini tespit etmek ve cinsel saldırılarda delil saptamak olan adli tıbbın; dışarıdan bakıldığında sadece otopsi yapılan ve adli rapor verilen bir bilim alanı olarak görülmesine karşın son yıllarda birçok bilim dalıyla ortaklaşa çalışır hale geldiğini belirtti. Hancı, adli biyolojiden adli sanata kadar 35’in üzerinde dalı bulunan adli bilimlerin ana unsurlarından biri olan adli psikolojinin önemine değindi.


Hastanedeki Tüm Hastaların ‘Karar Verme Kapasitesi’ Değerlendirmeleri Yapılmalı
Amerika Birleşik Devletleri Mayo Klinik Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi ve Mayo Klinik Waycross-Georgia Kampüsü Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü Başkanı Dr. Ulaş Çamsarı “Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisinde Karar Verme Yeterliliği Değerlendirmesi” konulu konuşmasında, genel tıbbın tüm branşlarının psikiyatri ile kesiştiği akademik alan olarak tanımlanan Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi’nin ABD’de,  onkolojik psikiyatri, AIDS psikiyatrisi, trasplantasyon psikiyatrisi ve perinatal psikiyatri gibi daha da üst akademik alanlara ayrıldığı belirtti.  ABD’de genel hastanelerde psikiyatri departmanları içinde ayrı bir bölüm olarak yapılanan Konsültasyon- Liyezon Servislerinin hastanede yatan hastalar için gerektiğinde istenen ‘karar verme kapasitesi’ değerlendirmelerini yürüten servis servis olduğunu ekleyen Çamsarı, olgu sunumları ile interaktif bir sunum gerçekleştirdi.

Günümüzde Adli Bilimlerin Kesişmediği Bilim Dalı Sayısı Kesişenlere Göre Azınlıkta
Çamsarı, toplantı ile ilgili şunları söyledi: “Adli Psikoloji Günleri’nde psikiyatride mental kapasite değerlendirmesi konusunu işledim, konuyla ilgilenen psikiyatrist ve psikolog katılımcılarla tartışma fırsatı buldum. Konunun ABD’deki uygulamalarını vaka örnekleriyle detaylandırmaya çalıştım. Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı’nın da açılış konuşmasında belirttiği gibi günümüzde adli bilimlerin kesişmediği bilim dalı sayısı kesişenlere göre azınlıkta kalmış durumda. Bir psikiyatrist olarak diğer meslek gruplarından çok şey öğrendiğim bir toplantı oldu.”
 
 

Sağlık ve İnsan Dergisi Yayın Editörü Esra Öz “Sağlık Haberciliğinde Psikolojinin Yeri” konulu sunumunda sağlık haberciliğinde etik ilkelere uyulmasının birincil gereklilik olduğunu ve psikiyatrik rahatsızlıklar söz konusu olduğunda bu konuda daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini aktardı. Etik olmayan haber örneklerine yer veren Öz, sağlık haberciliğinin temel ilkelerinden de bahsetti.

Cezaevleri Bireylerde Umutsuzluk, Depresyon Gelişmesi Olasılığını Büyük Ölçüde Arttırıyor
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Emre Şenol Durak, “Tutuklu ve Hükümlülerde Depresyon ve Depresyona Psikolojik Müdahale: Özgürlük Kaybının Yasını Tutmak” konulu sunumunda şunlara değindi: “Bir suçun faili olup haklarında bir hüküm verilen ya da tutuklu bulunan kişilerin özgürlüklerinin ellerinden alındığı ve çeşitli yoksunluklarla karşı karşıya kaldıkları ortamlar olan cezaevleri bireylerde umutsuzluk, depresyon gelişmesi olasılığını büyük ölçüde arttırıyor. Kendine ait bir doğası olan cezaevi ortamında bireye sosyal destek sağlanmasına, umutsuzluk ve intihar düşüncelerinin olup olmadığının belirlenmesine ve sağlıklı baş etme yöntemleri geliştirilmesine yönelik psikolojik müdahale çalışmaları yapılmasının uygundur.”



Adli Psikologlar Popülist Olmaktan Uzak Olmalı
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mithat Durak’ın “Adli Psikoloji Sanatı” konulu sunumunda en genel tanımıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olan sanatın adli psikoloji alanında da hayat bulması gerektiğini ve bir suç olgusunun değerlendirilirken teorik bilginin yanı sıra alan deneyimi ile profesyonelliğin çok önemli olduğunu aktardı. Buna ek olarak Durak, adli psikoloji alanında yapılan uygulamalarda bir toplumun kültürel değerlerinin göz ardı edilemeyeceğini belirterek, adli psikologların popülist olmaktan uzak olmaları gerektiğini vurguladı.

Suç olgularının önlenebilmesi amacıyla, adli psikoloji çalışma alanına giren konularda toplumsal farkındalığın arttırılması, disiplinler arası çalışma gerektiren adli psikoloji alanında ulusal düzeyde mutlak suretle gerek resmi kurumlar gerekse sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonun sağlanması gerekliliği üzerinde duruldu.  Adli sistemde çalışan psikologların bilgi paylaşımı, özlük hakları ve mesleki dayanışma konularında birliktelik sağlamalarının önemi üzerinde duruldu.

Adli Psikolojisi Sonuç Bildirgesi
Toplantıdan sonra sonuç bildirgesinde şu maddeler yer aldı:
• Adli olgularda ortak dil birliği ile etik ilkelerin ivedilikle oluşturulması ve bu hususta akademisyenler ile alanda çalışan psikologların katılımıyla bir çalışma grubu oluşturulmalı.
• Hukuk fakültelerinde temel düzeyde psikoloji bilgisinin verilmesi hususunun ülke genelinde yaygınlaştırılması; Psikoloji bölümlerinde temel düzeyde hukuk bilgisinin verilmesi hususunun ülke genelinde yaygınlaştırılmalı.
• Okullarda “kişiye ve kişilik haklarına saygı” içerikli ders konulmasının sağlanmalı.
• Adli olgularda yaşanan problemleri çözebilecek nitelikli uzman psikologların yetiştirilmesi amacıyla adli psikoloji lisansüstü eğitim programlarının sayısının arttırılmalı.
• Aile, çocuk ve çocuk ağır ceza mahkemelerinde çalışan uzmanların çalışma ortamlarının etik ilkelere uygun bir şekilde düzenlenmeli. Aktif olarak çalışan psikolog derneklerinin, komisyonlarının ve STK’ların işbirliği ilkesi çerçevesinde çalışmalı.
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge