Ana içeriğe atla

TÜRKİYE’DE ÜRETİLECEK ÜRÜN SAYISINDA ÖNEMLİ ARTIŞ OLACAK

Sabır ve güvene dayanan Japon felsefesi ile çalıştıklarını kaydeden  Takeda Türkiye Genel Müdürü Gamze Yüceland, yakın gelecekte ruhsat işlemleri tamamlanacak ürünleri ile Türk ilaç sektördeki etki alanlarının da artacağını belirtti.

Nisan 2015 tarihinde bu yana Takeda Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapmakta olan Gamze Yüceland, bu görevinden önce ilaç sektöründe her kademede, farklı görev ve ülkelerde uzun yıllar çalışmış deneyimli bir yönetici. Takeda’nın Türkiye’de 6. yılını kutladığını söyleyen Yüceland, bu kısa sürede pek çok yenilik ve başarıya imza attıklarını dile getirdi. Halen ağırlıklı olarak onkoloji ve gastroenteroloji alanlarında 18 ürün ile hizmet sunduklarını belirten Yüceland, yakın gelecekte Türkiye’de üretecekleri ürün sayısında önemli bir artış olacağını söyledi.

Takeda’nın Türkiye’de yeni bir atılım olmasına rağmen dünyanın en köklü firmalarından birisi olduğunu belirten Yüceland, gelecek vizyonları ve hedefleri ile ilgili düzenledikleri ‘Sağlık Basını Bilgilendirme Toplantısı’nda gazetecilerle bir araya geldi. Yüceland, toplantıda şunları söyledi: ‘’Takeda, Takeda-ism adını verdiği değerleriyle, kurulduğu 1781 yılından beri başarıyla yoluna devam ediyor. Takeda Türkiye çalışanları olarak hem kendi sektörümüz içinde hem de küresel iş dünyası içinde ayrıcalıklı konumumuzdan dolayı gururluyuz. 234 yıllık bir ulu çınarın gölgesindeyiz. Takeda 1781 yılında Chobei Takeda tarafından Japonya’da küçük bir ilaç dükkânı olarak kuruldu. Bu tarihi daha iyi anlamak için Dünya tarihinin önemli olaylarına bakalım. 1776’da ABD bağımsızlığını ilan etti. 1789’da Fransız İhtilali gerçekleşti.

Takeda için inovasyon, yeni tedaviler geliştirmek hep bir öncelik olmuştur, ilk AR-GE merkezini 1915 yılında, tam 100 yıl önce, Japonya’da kurmuştur. 1925 yılında AR-GE, üretim ve pazarlamayı tek çatı altında toplayan modern ve kurumsal bir organizasyona dönüştü. 1962 yılında Asya’da, 1978 yılında Avrupa’da 1985 yılında ABD’deki faaliyetlerine başladı. Değerlerini gittiği tüm coğrafyalara taşıyan Takeda, gittiği tüm ülkelerde sağduyulu, yapıcı ve çalışkan doğasıyla kurumlara ilham kaynağı olmuş ve olmaya devam etmektedir.


Takeda, Japonya’nın en büyük ilaç firmasıdır; 30 binden fazla çalışanı ile 70’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Kardiyovaskuler, Metabolik, Onkoloji, Merkezi Sinir Sistemi, Solunum-İmmunoloji, Aşı ve Genel İlaç gibi çok geniş bir alanda ürünler geliştirip insanlığın hizmetine sunmaya devam ediyor.

2000 yılından beri küreselleşmesini hızlandırdı ve Avrupa’daki büyümesiyle birlikte Türkiye’ye de yatırım yapmaya karar verdi. 2009 yılında Türkiye’ye gelen Takeda, Türkiye’de hızla büyüdü; 2014’ten 2015’e şirketin hacmi yüzde 150’ye yakın büyüdü. Nycomed’in satın alınması ve yine yerli bir firmadan 13 ürünlük eşdeğer ilaçların Takeda Türkiye portföyünü tamamlayıcı şekilde satın alınmasıyla yolumuza devam ettik. Üretimi ülkemizde yapılan eşdeğer ürünlerle yerli üretim yapan bir şirket kategorisine girdik. Portföyümüzü tamamlayıcı satın almalarla büyümemiz devam edecek. Bu gelişmelerle, sadece bu yıl 190 kişiye iş fırsatı yarattık. Bugün, toplam 290 kişilik bir ekibe sahibiz.

Türkiye’de, gastroenteroloji, solunum, metabolik, enfeksiyon hastalıkları ve kas iskelet sistemi tedavi alanlarında faaliyet göstermekteyiz. Onkoloji alanındaki yeni ürünlerimiz ise gerekli ruhsat, geri ödeme süreçleri tamamlandığında Türkiye’de aktif olarak çalışılmaya başlanacak. Takeda Onkoloji ve Hematoloji alanında yeni ürünleriyle Türkiye’nin iddialı firmalarından biri olacak. Takeda Türkiye, bugün Türkiye’de, 2015 yılı itibariyle, yaklaşık 60 milyon USD satışı ile, faaliyet gösterdiği tedavi alanları dikkate alındığında, İlaç Pazarı IMS sıralamasında, ise 6. sırada yer almaktadır. Takeda büyümeye devam edecek. Her şeyden önemlisi iş dünyasında kazancın önüne koyduğu “hastayı” “güveni” “itibarı” merkezi olan kültürü ile büyüyeceğiz.


Sosyal sorumluluk bizim için çok önemli, içinde bulunduğumuz topluma fayda sağlamanın bir diğer yolu. 2015 yılında ZİÇEV ile farklı projeler yaparak, tüm çalışalarımızın katılımı ile zihinsel engelli çocuklarımıza katkı sağlama imkânı yakaladık. 2015 ve 2016 boyunca ZİÇEV ve Görme Engelllilere yönelik destekleyici kurumsal sorumluluk aktivitelerimiz devam edecektir. Ülkemizde hepimizi ilgilendiren, yaygın olarak yaşanan halk sağlığı sorunu olarak gördüğümüz ve katkı yapabileceğimize inandığımız belli alanlar belirledik. Bu alanlarda hekimlerimiz, hasta örgütlerimiz ve bürokratlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni proje konularımızı ülkemizin öncelikli ihtiyaçlarına göre belirleyeceğiz ve yeni projemizi Ocak 2016 gibi sizlerle paylaşacağız.

Hastalarımıza Nasıl Yaklaşıyoruz?
Herşeyin başı sağlık, yani hastalarımızı sağlığına kavuşturmak. Bu nedenle odağımız hastalarımız. Takeda hastayı merkeze alır. Standart tedavi biçimlerini tekrarlayan ürünlerden çok, o tedavi alanında eksikleri gideren ve mevcut tedavilerden yararlanamayan hastalar için farklılık sunan ürünlerle bir alana girer.

Dünya’da bilinen 30 bin hastalık var, bunların 4’te 3’nün tedavisi hala bilinmiyor. Yani gidilecek çok yol var. Takeda çok sayıda yeni ürün için geliştirme çalışması sürdürüyor. Takeda Türkiye olarak bu yeni ürünlerin en hızlı şekilde Türkiye’deki hastalara eriştirilmesi için vargücümüzle çalışacağız. Örneğin onkoloji alanı iddialı olduğumuz ve bu iddayı güçlendireceğimiz bir alan. Onkolojideki misyonumuz, tüm dünyadaki kanser hastalarına, bilimselliğimizden ödün vermeden, çığır açan yenilikçi yaklaşımlarımızla ve hastaların hayat kalitesini yükseltmek için yeni ilaçları ulaştırmada öncülük etmektir.

Kanser tedavisinde öncülük edebilecek ve tedavi protokollerini değiştirebilecek bir ürün portföyü geliştirdik. Lenfoma, osteosarkom, multipl myelom alanlarında, diğer tedavi alternatiflerine göre fark yaratan ürünleri kullanıma sunmanın gururunu taşıyoruz. Kaynağını şirket kültürümüzden alan ve her geçen gün artan tutkumuz ve çevik girişimci ruhumuz bizi kanserle olan savaşta lider konuma taşıyacaktır. Çocukluk çağı kemik kanseri konusunda Türkiye’ye 2016 yılında gelecek bir ürünümüz var ve daha niceleri. Sonuç olarak, ulaşması kolay olmasa da tek bir hedefimiz var: kanseri tedavi etmek.


Hedeflerimiz
Takeda’da hastalarımız ve toplumla güven-itibar ilişkisi inşa etmek her şeyin başında gelir. Kısa ve uzun vadeli hedeflerimiz bu öncelikler ile şekillenecektir. Türkiye’deki hastaların ve sağlık kurumlarının farklı ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek için portföyümüzü ve ekibimizi geliştirmeye, global yetkinliklerimizi Türkiye’deki ihtiyaçlar ile buluşturmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan, önümüzdeki 5 yıl içerisinde Takeda, Türkiye’de hem temel ilaç alanında hem onkoloji alanında çok güçlü bir oyuncu olmayı hedeflemektedir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge