Ana içeriğe atla

GÜNEŞ KORUYUCULAR D VİTAMİNİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Son dönemlerde medyada D vitamini ile ilgili farklı görüşler gündeme geliyor. Bilgi kirliliğinden korunmak için öncelikle uzmanlık dernekleri ile görüşmek ve  en doğru bilgiyi almak hayati önem taşıyor. 

D vitamini eksikliği veya yetersizliği erişkinlerde Osteomalazi,  çocuklarda Raşitizm denilen hastalıklara neden olabiliyor. Kemiklerde incelme veya çocuklarda yapısal şekil bozukluğuna yol açabiliyor. D vitaminin günlük ihtiyacından, güneş koruyuculara kadar merak edilen birçok sorunun yanıtını aldım. 

D vitamin mi yoksa hormon mu?
Türkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneği (TEMD) Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen, şu yanıtı verdi: “D vitamini vücutta önemli görevleri olan yağda çözünen, steroid yapıda bir hormondur. Yeterli morötesi ışığın varlığında deride sentezlenebildiğinden bir vitaminden daha çok hormon olarak kabul edilmektedir. Kan dolaşımına geçer, kan tetkiki ile düzeyi ölçülebilir.”  

Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Emel Öztürk Durmaz ise şunları söyledi: “Vitamin D kemik sağlığı ve kalsiyum hemostazı için önemli olan bir vitamindir. Bunun dışında bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması, kas sağlığı ve beyin gelişimi için de önemli rol oynamaktadır.” 

Günlük D vitamini ihtiyacı ne kadardır?
Erişkinde günde 400 ünite D vitamini alınması tavsiye edildiğini belirten Prof. Dr. Sait Gönen, “Son verilere göre yaşlılarda bu miktar yetersiz olduğu için, 800 ünite olarak öneriliyor. D vitamini çok düşük olan kişilerde tedavide başlangıçta ampul ya da damla ile yükleme dozu yapılması ve sonra önerilen dozlarla devam edilmesi uygun olur” dedi.  

D vitamini kaynakları nelerdir?
D vitaminin güneş ışığı maruziyeti ile deride sentezlenebildiği gibi besin yolu ile dışarıdan da alınabildiğini söyleyen Prof. Dr. Emel Öztürk Durmaz, “Haftada birkaç gün, gün ortasında güneş maruziyeti etkili olur. Ayrıca vitamin D’den zengin diyet yani süt ve yağlı balıklar tüketilmelidir. Alternatif olarak güneşten tamamen kaçınanlarda günlük ağızdan alınan 600-1000 ünite D vitamini desteği yeterli olur. Açık tenli hastalar, bahar, yaz ve sonbaharda, elleri, kolları ve yüzün haftada 3 gün 15-30 dakika öğle ışığına maruz bırakılması günlük vitamin D ihtiyacını karşılayabilir.. Açık tenli hastalarda, maksimum vitamin D sentezi, gün ortası güneşte saatlerce yatmaksızın ve deri hasarına yol açmaksızın gerçekleştirilebilir” şeklinde konuştu. 

Bazı gıdalarda D vitamininin doğal olarak bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sait Gönen, “Tereyağ, süt, yulaf, tatlı patates, yumurta sarısı, sıvı yağ, karaciğer, özellikle yağlı olan tuzlu su balıklarından somon, sardunya ve ton balığında bulunur. Bitkilerden maydanoz, ısırgan otu, yoncada mevcuttur. Bazı ülkelerde süt ve süt ürünleri, ekmek, tahıllar D vitamini ile zenginleştirilmektedir. Ülkemizde henüz böyle bir uygulama yoktur” diye konuştu. 

Güneş koruyucu sürdüğümüz için D vitamini alamıyor muyuz? 
Prof. Dr. Emel Öztürk Durmaz, güneş koruyucular ile ilgili şu bilgileri verdi:  “Bu ürünler UV ışınlarını yansıtarak, dağıtarak veya soğurarak güneşten korurlar. Şu ana dek güneş koruyucuların vitamin D eksikliğine yol açtığını gösteren hiçbir bilimsel kanıt yok. Birçok çalışmada uzun süreli güneş koruyucu kullanımının vitamin D seviyeleri üzerinde etkisinin bulunmadığı gösterilmiş. Vitamin D zaten diyetle, besin destekleri ve tesadüfi güneş maruziyeti ile maksimum düzeyde sentezlenebiliyor. Bu nedenlerle pratikte yüksek koruma faktörlü güneş koruyucuların sürekli kullanımına rağmen vitamin D eksikliği söz konusu değil.” 

Güneş koruyucularla ilgili olarak Prof. Dr. Sait Gönen, şunları söyledi: “Güneş, çıplak deriye ve cam gibi bir engel olmadan, yeterli ortam sıcaklığında, hafif kızarıklığa yol açacak kadar maruz kalındığında D vitamini sentezi olur. Ultraviyole B ışınlarının dik geldiği saatler D vitamini sentezi için önemlidir. Güneş koruyucular faktör 20 ve fazlası kullananlarda deride D vitamini oluşamaz. En azından kollar ve yüzden, cildin koyuluğuna göre 10-30 dakika ve her gün güneşe çıkılmalıdır. D vitaminin deride yapımı, yaşla giderek azalır. Deri rengi koyu olan kişilerde, yeterli D vitamininin deride oluşması için, özellikle kış aylarında uzun süreli gün ışığına gereksinim vardır.”

D vitaminin ne faydası var? 
Diyetle alınan kalsiyum ve fosforun bağırsaklardan emilmesini sağladığını kaydeden Prof. Dr. Sait Gönen,  “Vücutta kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar, kemik ve kasların sağlığı için gereklidir. Bağışıklık sisteminde olumlu etkileri vardır. Akyuvar hücrelerinin fonksiyonlarında etkileri gösterilmiştir. Hipertansiyon, kalp hastalıkları, bazı kanser ve otoimmün hastalıklara karşı koruyucudur. D vitamini ile obezite ve diyabet arasında ilişki olduğu düşünülmekte ancak D vitamini tedavisinin bu hastalıklarda önemli bir iyileşme sağlamaması bu konunun halen tartışmalı olduğunu ortaya koymaktadır” diye konuştu. 

D vitamini eksiliğinin nedenleri nelerdir?
D vitamini eksikliği ile ilgili Prof. Dr. Sait Gönen,  şu bilgileri verdi: “Yetersiz güneş maruziyeti ile birlikte gıdalarla yetersiz D vitamini alımı. D vitamininin bağırsaktan yetersiz emilimi. Karaciğer veya böbrek hastalığı olanlarda, D vitamininin etkin formuna dönüşememesi ve bazı ilaçların kullanımı D vitamini düzeyini azaltabilir.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge