Ana içeriğe atla

İLK 1000 GÜN HAYATIMIZI ŞEKİLLENDİRİYOR

İnsan yaşamında ilk 1000 günün önemine dikkat çekmek ve bu hayati konuda çok daha bilinçli bir toplum yaratmak amacıyla her yıl Nisan ayında gerçekleştirilen “Geleceğin Ayak İzleri – İlk 1000 Gün Zirvesi”nin 2’ncisi düzenlendi. Yoğun katılımla gerçekleşen zirvede, uzman konuşmacıların katılımıyla aşıların değeri, önemi ve aşı takvimi, anne sütünün önemi ve ek gıdalara geçiş süreci, anne bebek beslenmesi, bebek bakımı ve hijyen, ebeveynlerin fiziksel ve ruhsal sağlığı konularını ele alan geniş bir perspektifle anne ve bebek sağlığı mercek altına alındı.

Sosyal medyada 3 milyon etkileşim gerçekleştiren zirve, online canlı yayında 15bini aşkın kişi tarafından izlendi. Zirve Başkanı Şebnem Öğredik Çavuşoğlu, sorularımı yanıtladı.

İnsan yaşamında ilk 1000 günün önemi nedir?
Hamileliğin ilk gününden bebeğin 2 yaşına kadar olan dönemine “ilk 1000 gün” diyoruz. İlk 1000 günde bebekler hiçbir dönemde olmadığı kadar hızlı büyür ve zihinsel kapasitelerinin önemli bir kısmına ulaşır.  Hayatın ilk 1000 gününde, uzun dönemde çocuğun hatta erişkinin sağlığını etkileyen bazı durumları engellemek veya azaltmak mümkündür. Bu dönemde gebelik ve doğum sonrası bebeğin beslenmesi, bebeğin fiziksel, ruhsal, zihinsel ve motor gelişimi çok önemli. İlk 1000 Gün konusunda özellikle ebeveynlerin son derece bilinçli ve duyarlı olması gerekiyor. Çünkü İlk 1000 gün birçok bakımdan hayati önem taşıyor.

Mottomuz ‘gelecekten sorumluyum’. İnsan hayatının İlk 1000 gününde fayda yaratmayı misyon edinmiş olan, ulaşabildiğimiz, bize ulaşabilen her markayı, kurumu ve kuruluşu İlk 1000 Gün Zirvesi ile buluşturabilmek ve her geçen gün bu proje ile sesimizi daha çok kişiye duyurmak ve daha fazla yaşama dokunmak için çıktığımız bu yolda, amacımız İlk 1000 gün kavramının toplumsal olarak benimsenmesi. Çünkü inanıyoruz ki, daha güzel yarınlar ve sürdürülebilir sağlıklı bir gelecek için öncelikle insan hayatının bu döneminde bir bebeğin yaşamına dokunan herkesin üzerine düşen bir sorumluluğu var. Sağlıklı nesillerin geleceği için ben ‘gelecekten sorumluyum’. Hepimiz sorumluyuz.

Toplumumuzun mental ve bedensel refahı yüksek bireylerden oluşumuna katkıda bulunmak adına yola çıktığımız Gelecekten Sorumluyum Platformu olarak, çalışmalarımızı bu yönde sürdürürken, toplumun bu ihtiyacını farkeden gelecek vizyonu ve toplumsal sorumluluğu olan kişilerin, markaların, kurum ve sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu projelerin ve ayırdığı kaynakların çok ciddi bir potansiyel olduğunu keşfettik. En iyiyi ortaya koymak için bu platformda dünyadaki örneklerinden ilham aldık ve global markalar, vizyoner kişiler ve sosyal değişim bilinci olan kurumların katkılarını önemsedik ve önemsemeye devam edeceğiz.

Neden böyle bir toplantı yapıyorsunuz?
Anne olduğum ilk günden itibaren, farkında olduğum ve içimde burukluk yaratan en önemli şey, kendi küçük dünyam dışında, dokunamadığım yerlerde bir şeylerin hep ters gidiyor olduğuydu. Görmezden gelmek, şikayet etmek, bir şeyler yapmaktan vazgeçmek ya da kabullenmek yerine, bir deniz yıldızı yaratmak ve bu deniz yıldızını denize kavuşturmak gerekliliğinin benim için bir sorumluluk olduğunu ve bu sorumluluğu hayata geçirmek için derin bir tutku duyduğumu fark ettim.

Geleceğin Ayak İzleri - İlk 1000 Zirvesi böyle bir sorumluluğun tutkuya dönüşme hali aslında. Kendi iç yolculuğumda bunun yaşam amacım olduğunu keşfetmem, bu keşfimi projelendirmem ve bu projeyi hayata geçirmemle doğdu. Bir anne olarak kendi çocuğum için en iyisini düşünür, planlar ve hayata geçirirken, kızım Alara dışında dokunabildiğim her çocuğun hayatını değiştirmek için “İlk 1000 Gün”de yaşadığı her şeyin sonraki yaşantısında etkisi olduğunu ebeveynlere, günde birden fazla bebeğe ulaşan profesyonellere ve aslında toplumun tümüne anlatarak yola çıkmaya karar verdim.

Zirveyi annelere annelik serüveninde yalnız olmadıklarını hissettirmek ve daha bilinçli bir annelik dönemi yaşamalarına destek olmak. Alanında uzman kişilerden öğrenilmesi gereken bilgilerle, bireylerin ilk 1000 günü daha güvenli yaşamalarına olanak sağlamak. Ebeveynler, uzmanlar, markalar, kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek ilk 1000 gün dönemindeki anne ve bebek sağlığına dikkat çekmek. İlk 1000 günün önemi hakkında farkındalık yaratan kişi ve kurumları ödüllendirmek amacıyla düzenliyoruz.

Kimler katılıyor?
İlk 1000 Gün Zirvesi ebevenyler, meslekleri gereği anne ve bebeklerle ilgilenen profesyoneller, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, etkileşimi yüksek sosyal medya kullanıcıları ve medya mensuplarına yönelik bilgilendirme amaçlı bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçiriliyor. Zirvenin katılımcılarını da bu kesimler oluşturuyor.

Konuşmaları ve konuları neye göre belirliyorsunuz? Her yılın farklı konsepti var mı?
İçeriği her yıl daha geliştirerek ve zenginleştirerek oluşturuyoruz. Bu yılki zirvemizde uzman konuşmacıların katılımıyla aşıların değeri, önemi ve aşı takvimi, anne sütünün önemi ve ek gıdalara geçiş süreci, anne bebek beslenmesi, bebek bakımı ve hijyen, ebeveynlerin fiziksel ve ruhsal sağlığı konularını ele alan geniş bir perspektifle anne ve bebek sağlığı mercek altına alındı.

Toplantıda aşılar ve anne bebek beslenmesi ile ilgili özellikle dikkat çektiğiniz noktalar nelerdir?
Bu önemli konular hakkında uzmanların katılımıyla bilimsel oturumlar, paneller düzenledik. Uzmanlarımız program akışı içinde gün boyunca sunumlarını gerçekleştirerek bilgilendirme yaptılar.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge